Eraslan C. (Yürütücü), Bozkurt V. (Yürütücü), Erdem N. (Yürütücü), Korkmaz F., Dere U., Arslan Ö., et al.
Belediye, 2025 - 2026
Lozan’da 30 Ocak 1923 günü TBMM Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında “Türk ve Rum Nüfus Mübadelesine İlişkin Sözleşme ve Protokol” ile Türkiye topraklarına yerleşmiş “Rum Ortodoks” dininden Türk uyrukları ile Yunanistan topraklarına yerleşmiş “Müslüman” dininden Yunan uyruklarının zorunlu mübadelesine gidileceği hükme bağlanmıştır. Şüphesiz mübadele gerek Türkiye gerekse Yunanistan açısından büyük bir sosyal olaydır. Mübadele kararı akabinde Yunanistan’dan Türkiye’ye yaklaşık olarak 500 bin Müslüman Türk gelirken, Yunanistan’a da 1 milyonun üzerinde Rum gitmiştir. Unutmamak gerekir ki mübadele, Balkan Savaşları ile Osmanlı’nın elinden çıkmış olan Rumeli topraklarından Anadolu’ya en önemli göçlerden biridir. Bize göre Türklerin Rumeli’yi terk edişinde 1877-1878 Osmanlı – Rus Savaşı ve Balkan Savaşları sonrası göçler ne denli önemliyse mübadele de bir o kadar önemlidir. Mübadele üstelik zorunludur. Bir diğer ifadeyle mübadeleye tabi tutulacakların “Biz gitmek istemiyoruz” deme şansları olmamıştır. Öncelikle “Türk ve Rum nüfusun mübadelesine gerek var mıydı?” sorusuna yanıt vermekte yarar vardı. Bizim buna yanıtımız “Evet” olur. Çünkü Batı Anadolu ve Marmara bölgesinde yaşayan Osmanlı vatandaşı Rum, Sırp ve Bulgar gençler Balkan savaşları sırasında gönüllü olarak saldırgan devletlerin ordularında Osmanlı askerine karşı savaşmıştı. Müslümanlar bu şoku atlatamadan mütareke döneminde İngiltere’nin yol verdiği Yunanistan’ın Anadolu’ya gerçekleştirdiği harekât ile birlikte Osmanlı Devleti’nin kanatları altında huzur içinde asırlardır yan yana yaşayan Türk ve Rumların birbirine güveni kalmamıştı. Türkler, komşu Rum gençlerinin Yunan ordusunda askerlik yaptıklarına tanık olmuşlardı ve Yunan ordusu ayak bastığı yerleri yakıp yıkmış, yağmalamış, sivil katliamları gerçekleştirmiş, kısaca pek çok insanlık suçu işlemişti. (Yunan ordusunun sebep olduğu faciaların evrakı Başkanlık Devlet Arşivleri tarafından 3 cilt halinde yayınlanmıştır.) Milli Mücadele’nin ardından yaşananlardan sonra Türk ve Rum nüfusun komşuluk ilişkilerinin eskisi gibi sürdürülebileceği beklenemezdi. Diğer taraftan Yunanlar, büyük Türk zaferinin ardından Yunanistan’da yaşamakta olan Türk ve Müslümanlara karşı da şiddet uygulamaya başlamışlar, bu sebeple pek çok Türk ve Müslüman ata topraklarını mübadele kararından çok önce terk etmiş ve Türkiye’ye gitmek üzere liman kentlerinde birikmişti. Protokolde dini kriter kullanıldığından dolayı gelen Müslümanlar içerisinde Türklerle birlikte Müslüman Arnavut, Boşnak, Makedon, Ulah ve Roman gibi gruplarda yer almıştır. Diğer taraftan Yunanistan’a gönderilenler içerisinde Anadolu’nun Ortodoks Türkleri olan Karamanlılar da vardır. Türkiye’ye gelen gruplar içerisinde çeşitli Slav dillerini konuşanlar olduğu gibi Arnavutça, Ulahça ve Roman dilini konuşanlar da bulunmaktadır. Karamanlılarsa Türkçe konuşuyorlardı. Farklı diller konuşan grupların yerleştirilen yerin ahalisi ile kaynaşmaları daha zor olmuştur. Mübadele ile Yunanistan’a gidenlerin yerine, oradan gelenler yerleştirilmiştir. Niğde’deki Karamanlıların köylerine Kozana mübadillerinin yerleştirildiği gibi. Kozana, Batı Makedonya’da yer alan bir şehirdi ve unutmamak gerekir ki mübadele öncesi Makedonya’da olduğu gibi Kozana’da da arazinin çoğunluğu Türklerin elindeydi. Kozanalıların Orta Anadolu’da, Niğde’de yerleştirildikleri köyler kendi köylerinden gerek arazi yapısı gerekse coğrafya ve iklim koşulları açısından oldukça farklıydı. Görebildiğimiz kadarıyla Niğde’ye yerleştirilmiş Kozanalı mübadiller üzerinde konuyu enine boyuna işleyen bir akademik çalışma da henüz ortaya konmamıştır. Akademide Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Araştırmaları son 30 senedir ayrı bir disiplin olarak geliştiği için mübadeleyi yaşayan birinci neslin yaşadıklarını doğrudan inceleme şansına sahip olamadığımız üzücü bir hakikattir. Ancak onların çocukları, ikinci nesil aile büyüklerinin Kozana’dan ayrılırken yaşadıklarının, Niğde’ye yerleştirildikleri dönemdeki hayatlarının birinci elden tanığıdırlar. Projemizin amacı: 1. Birinci nesle artık ulaşmamız mümkün olmadığından dolayı Kozanalı mübadillerin yerleştirilmiş oldukları Niğde merkez ve Niğde’ye bağlı Çarıklı, Dikilitaş, Konaklı, Gölcük, Tırhan, Hasaköy, Uluağaç, Aktaş, Ovacık, Kavuklu, Karacaören, Maden gibi yerleşimlerde ikinci ve üçüncü nesil mübadillerle mülakatlar yaparak gelirken yaşadıkları sıkıntıları, 2. Niğde’de komşuları olan yerli ahaliyle kaynaşıp kaynaşamadıklarını, 3. Niğde’nin kültürel ve toplumsal yaşantısına, ekonomisine katkılarını, 4. Geride bıraktıkları ve yerleştirildikleri bir zamanlar Karamanlıların yaşadıkları yerleşimlerle ilgili neler bildiklerini, 5. Kozana’dan getirdikleri kültürel değerleri hala koruyup koruyamadıklarını, 6. Kendilerini nasıl tanımladıklarını tespit etmektir. Niğde’ye yerleştirilmiş Kozanalı mübadiller örneğinden hareketle bölgenin, dolayısıyla Türkiye’nin toplumsal yapısının analizi, değerlendirilmesi ve güçlendirilmesine katkı sunacağımız kanaatindeyiz. Çalışmamız şüphesiz Türkiye’deki Balkan Araştırmalarına da katkı sunacaktır. Niğde’ye yerleştirilen Kozanalı mübadillerin son neslinin özellikle ekonomik kaygılarla büyük şehirlere göç ettiği ve köylerin boşaldığı göz önünde bulundurulduğunda projenin önemi daha iyi anlaşılacaktır kanaatindeyiz. Projemizde mülakatlar haricinde gerek Kozana, gerekse Niğde hakkında arşiv ve basın taramaları ve dil çalışmaları gerçekleştirilecektir. Elde edilen veriler kitap olarak okuyucuyla paylaşılacak, mübadele konusunun mikro ölçekte ve derinlemesine çalışılmasıyla elde edilebilecek veriler bilim dünyasıyla paylaşılacaktır. |