Yapay Zekanın Neden Olduğu Zararlardan Kaynaklanan Sözleşme Dışı Sorumluluk


SAVAŞ A. (Yürütücü), DEMİRSATAN B., YÜKSEL H. İ., Kaya M. A.

TÜBİTAK Projesi, 1002 - Hızlı Destek Programı, 2023 - 2024

  • Proje Türü: TÜBİTAK Projesi
  • Destek Programı: 1002 - Hızlı Destek Programı
  • Başlama Tarihi: Eylül 2023
  • Bitiş Tarihi: Eylül 2024

Proje Özeti

Sorumluluk hukukunun çağdaş toplumsal gereksinimlere ayak uydurabilmesi için en önemli görev yasakoyucuya düşmektedir. Zira hukuk düzeninin çağdaş gereksinimlere yasal müdahaleler bulunmaksızın reaksiyon göstermesi halinde, her zaman tatmin edici sonuçlar alınması mümkün değildir. Başka bir deyişle, mevcut hukuk normları sınırları içinde söz konusu gereksinimin karşılaşmasına olanak bulunmayabilir. Yasakoyucu, hukuk düzenine müdahale etmekte geciktiği takdirde, yargı organları ve öğreti başta gelmek üzere hukukun diğer özneleri çözüm üretmeye çalışacaktır. Ancak normatif sınırlar nedeniyle bu çözümler hukuki dayanak bakımından zayıflık gösterebilecektir. Bu nedenle daima eleştiriye konu olma ve yargı organlarınca sürekli olarak benimsenmeme riski söz konusu olacaktır. Ayrıca vurgulanmalıdır ki hukuk normlarını zorlanarak ulaşılan sonuçlar hukuk güvenliğini ve hukuka duyulan güveni de olumsuz yönde etkileme tehlikesini bünyesinde barındırır.

Bu itibarla yasakoyucunun kusursuz sorumluluk ihdas edilmesi gereken alanlarda derhal müdahil olmak suretiyle amaca uygun yasal düzenlemeler getirmesi büyük önem arz edecektir. Hatta yasakoyucunun bu gereksinim ortaya çıkmadan öngörüde bulunarak toplumsal düzen en ufak bir sarsıntıya maruz kalmadan gerekli düzenlemeleri yapması daha arzu edilir bir tutum olacaktır.

Yapay zeka kaynaklı zararlar açısından bu yönde bir müdahalenin gerekliliği konusunda çıkarımlarda bulunabilmek için kuşkusuz öncelikle Türk sorumluluk hukukunun mevcut hükümlerinin yapay zekaya ilişkin olası sorunları yanıtlamakta zafiyet göstereceğinin tespit edilmesi gerekir. TBK m. 49 hükmünde düzenlenmiş haksız fiil sorumluluğunun unsurları bakımından, failin fiilinin varlığını tespit etmek, bu tespitten sonra ise ihmal düzeyinde bir kusurun gerçekleştiğini ileri sürmek güç olacaktır. Otonom eylemin esas olduğu yapay zekaya dayalı bir sistem söz konusu olduğunda, haksız fiile yol açan eylemin ne olduğu yoruma açık halde kalmaktadır. Üstelik pek çok kere, failin bu sistemden yararlanmayan bir şahsın olması da ihtimal dahilindedir. Diğer yandan fiil ve fail tespit edildikten sonra dahi salt yapay zekadan yararlanmak ihmal düzeyinde bir kusur olarak nitelendirilemeyeceğinden, zararın mağdurun omuzlarından failin üzerine yıkılması pek çok somut olayda gerçekleşemeyecektir. Dolayısıyla, mevcut kusursuz sorumluluk hükümleriyle de halihazırdaki ve gelecekteki gereksinimin karşılanamayacağı sonucuna varıldığı anda, bu konuda özel bir mevzuat hazırlanması gerekliliği anlaşılacaktır.

Mevzuatta yer olan kusursuz sorumluluk hükümlerinde, ekonomik etkinlik doğrudan veya dolaylı surette alanını genişleten yahut kendi maddi ya da manevi yararına toplumsal tehlike yaratan kişileri, bu nedenle doğan zararlardan sorumlu tutulduğu görülmektedir. Bu açıdan, gerek yapay zekadan maddi veya manevi gerekçelerle yararlanan bir kişinin, yapay zeka kaynaklı zararlardan kusursuz olarak sorumlu tutulmaması Türk hukukuyla uyumlu olacaktır. Diğer yandan yapay zeka veya yapay zekaya dayalı ürün imalatçılarının da ciddi bir menfaat elde ettiklerinden bu kapsamda sorumlu tutulması gerekir. Ürün sorumluluğuna ilişkin yürürlükteki mevzuat gelişim riski kaynaklı bir sorumluluk öngörmediğinden, yapay zeka kaynaklı zararlar bakımından kaleme alınacak yasada, bu unsur özelinde bir hüküm bulunmalıdır. Zira makina öğrenimi süreci boyunca yapay zekanın zararlı sonuçlar yaratma yönünde evrilmesi muhtemeldir.

Ürün sorumluluğunda, gelişim riski haricinde, akıllı ev konsepti dahilinde taşınmazın bütünleyici parçası olduğu ölçüde yapı malikinin sorumluluğunda, tehlikeli bir işletme bünyesinde kullanıldığında tehlike sorumluluğunda ve otonom motorlu karayolu vasıtalarında Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yapay zeka kaynaklı zararların, yapay zekadan dolaylı veya doğrudan yararlanan şahıslardan tazmin edilebilmesi olanaklı gözükmektedir. Ancak sınır alanlarda sınırlı olasılıklarda bu imkanın var olması, yapay zeka kaynaklı doğacak bütün zararların sözleşme dışı sorumluluk kuralları çerçevesinde giderilmesi anlamına gelmez. Bu nedenle özel bir mevzuat ihtiyacının var olduğu ifade edilebilir. Fakat bu gereksinimin teyidi için meselenin bir de karşılaştırılması hukuk açısından incelenmesi lazım gelmektedir.