Türk Dünyası Kültür Başkentleri Araştırma Projesi


Creative Commons License

Temel Alemdar E., Yaldız F.(Yürütücü), Purtaş F., Kavuncu O., Kocaoğlu T., Nogayeva A., et al.

AB Destekli Diğer Projeler, 2019 - 2019

  • Proje Türü: AB Destekli Diğer Projeler
  • Başlama Tarihi: Ocak 2019
  • Bitiş Tarihi: Aralık 2019

Proje Özeti

Çalışmada temel olarak Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin sadece bir unvandan mı ibaret olduğu yoksa somut getirileri olan, işlevsel ve faydalı bir uygulama mı olduğu sorusuna yanıt aranmıştır. Bu süreci başından itibaren gözlemleme imkânı ötesinde bizzat icra edilmesinde rol almış olmanın nesnellikten uzaklaştırabileceği düşüncesiyle metin içerisinde çok sayıda kültür başkenti etkinliğinden somut örnekler olarak bahsedilmiştir. Böylece Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin bir unvandan ibaret olmadığı, şehirlerin kültür sanat hayatının zenginleşmesi, Türk halkları arasındaki kültürel bağların güçlendirilmesi, Avrupa ve İslam kültürü başta olmak üzere farklı kültürlerle temas ve etkileşim, geleneklerin yaşatılması ve yeni geleneklerin oluşturulması, kültür turizminin gelişimi ve daha pek çok açıdan tüm paydaşlara olumlu geri dönüşünün olduğu gösterilmiştir.

Gaspıralı İsmail’in “Dilde Fikirde İşte Birlik” mottosu üzerinden Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin günümüzdeki popülerliğini izah eder. Gaspıralı bu ideali yaygınlaştırmak için Tercüman Gazetesi çıkarmış ve 1883’ten vefat ettiği 1914 yılına kadar 30 yılı aşkın çalışmıştır. “Dilde Fikirde İşte Birlik” yaklaşımının günümüzde Türk dünyası bütünleşmesinin genel kabul gören anlayışı olarak benimsenmesinin geri planında Gaspıralı’nın bir ömür devam eden hem fikri hem de fiilli emekleri vardır. Bu idealin sözde kalmadığının somut göstergelerinden biri de Türk Dünyası Kültür Başkenti etkinlikleridir. Her biri bir sanatsal şölen niteliğinde olan Türk Dünyası Kültür Başkentleri etkinlikleri incelendiğinde, Gaspıralı’nın koyduğu ilkeye ne ölçüde yaklaşıldığı görülmektedir. Öte yandan günümüzde tam olarak kıymetlendirilemeyen Türk Dünyası Kültür Başkentlerinin Türk kültür hazinesine ve bizzat toplumlarının hayatına kattığı değer zaman geçtikçe çok daha iyi anlaşılacaktır.

İzah edildiği üzere TÜRKSOY genel sekreteri Düsen Kaseinov’un düşüncesi, bu düşünceyi devlet başkanları zirvesinde teklife dönüştürmesi ve bu teklifin uygun görülmesi ile başlayan Türk dünyası kültür başkenti uygulaması Türk dünyasının bütünleşmesi, çok yönlü iş birliği ve ortaklık çabalarına bir sinerji oluşturmuştur. Eskişehir, Kazan ve Oş’un açılışları cumhurbaşkanlarının katılımıyla gerçekleşirken, Merv ve Kastamonu’nun kapanış konserlerine Hükümet başkanları katılmışlardır. Yeni bir gelenek olarak TÜRKSOY Daimi Konseyi toplantıları her yıl kültür başkenti kapanışına denk getirilmiştir. Dolayısıyla yılda bir düzenlenen Türk dili konuşan ülkeler kültür bakanları toplantısı Türk dünyası kültür başkentinde gerçekleştirilmiştir. Böylece kültür başkentliğinin devir teslim törenleri TÜRKSOY üyesi ülkelerin kültür bakanlarının huzurunda, dayanışma içerisinde yapılmaktadır. Bu sayede bir bakıma tecrübe paylaşımı sağlanmış ve etkinlikler birlikte planlanmak suretiyle katılımın üst düzeyde olması güvence altına alınmıştır. Örneğin, Eskişehir’de Türk Dünyası Kültür Başkenti kapanış törenlerine katılan Tataristan heyeti, hem Kazan’ın açılışını hazırlama konusunda fikir sahibi olmuş hem de Daimi Konsey toplantısı sırasında yaptığı tanıtımlar ve planlanan faaliyetlere ilişkin sunumlarla Kazan’da düzenlenecek etkinliklere ilişkin toplantıya katılan ülkelerin desteğini almışlardır. Aynı şekilde Kazan tecrübesini gören Türkmen heyeti Merv’de Türkmen kültürünün tüm zenginliklerini sergileyen bir kapanışla bayrağı Şeki’ye teslim etmişlerdir. Türkistan, Kastamonu ve Oş da bu zincirin halkları olarak aynı şekilde kültür başkentliğine pek çok yenilik kazandırmışlardır.

Türk Dünyası Kültür Başkenti bu unvana aday olan ve bu unvanı taşıyan ülkeler ve şehirler tarafından bir fırsat olarak görülmüştür. Bu uygulamanın yüksek düzeyde benimsenmesi ve yankı uyandırması, sonuçlarının  ortaya çıkardığı çok boyutlu kazanımlar Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin markalaşması ve marka değerinin sürekli artmasını sağlamıştır. Türk Dünyası Kültür Başkentliğinin sadece isimden ya da logodan ibaret kalmayıp çok sayıda kültür-sanat faaliyetleriyle içinin doldurulması, edebiyattan plastik ve görsel sanatlara, bilimsel çalışmalardan TÜRKSOY’un sanat topluluklarının konserlerine, atölye çalışmalarından masterklas eğitimlerine zengin içeriğiyle her kültür başkenti şehirlerin kültür hayatını canlandırdığı gibi tüm katılımcı tarafların etkileşim içerisinde gelişmesine katkı sağlamıştır.

Tarihten çıkartılan dersler, üzerinde bulundukları coğrafya, giderek küçülen ve bir o kadar da sıkışan dünya Türk devlet ve topluluklarını bir olmaya ve dayanışmaya zorlamaktadır. Birliğin ve dayanışmasının birinci düzleminde kültürel ortaklığın güçlendirilmesi gelmektedir.