Çalışkan M. S., Buladı K. (Yürütücü), Furat A. H., Horozcu Ü., HANÇABAY H. İ.
Diğer Resmi Kurumlarca Desteklenen Proje, 2018 - 2018
Yaklaşık son yarım yüzyıldan beri yapılan psikolojik ve tıbbi araştırmalar insanın şartlar ne olursa olsun kendini geliştirmeye devam edebilecek donanımda bir varlık olduğunu kabul etmektedir. İnsana bahşedilen ön beyin (frontal lob) sadece onun düşünebilmesine değil, korku, sevinç, hüzün, heyecan, haz, kin, haset gibi duygularına da hakim olmasını sağlamaktadır. Yani insan ön beyin sayesinde değişmez kişilik özellikleriymiş, adeta mukadderatmış gibi görünen tüm huy, haslet ve vasıflarını, değiştirebilmekte ve geliştirebilmektedir. Bu, en büyük travmaların, olumsuz yaşantıların ve talihsizliklerin meydana getirdiği hasarların şayet insan çabalarsa düzeleceği anlamına gelmektedir. Öyle ki bir insanın sosyal yaşamın içerisinde suç işleyerek hapse girmesine neden olan kalıplaşmış davranışlarında, huylarında ve hatta temel karakter özelliklerinde değişiklik yapmak mümkündür.Bu iyimser bakış açısı cezaevinde yıllarını geçirmenin neden olduğu yıpranmaları da içerisine almaktadır. Öte yandan bu bakış açısı tam olarak İslam dinine de uygun olan bakış açısıdır. Zira İslam dini insanlardan şartlar ne olursa olsun, iyiye ve güzele yönelmelerini, kötü davranış ve huyları terk etmelerini istiyorsa, bunun bir diğer anlamı da Allah’ın insana bunu yapabilecek güç ve imkanı vermiş olmasıdır. Aksi halde Allah’ın insanlara gücünün üzerinde yük yüklemesi söz konusu olur ki, Kur’an bunu açıkça reddeder.
İşte bu projenin iki amacı bulunmaktadır. Birincisi suç işlemesine yol açan dini, ahlaki, psikolojik ve sosyal nedenler ne olursa olsun doğru uygulamalar sayesinde tutukluların tutum, düşünce ve davranışlarında, onun topluma kazandırılmasına yardımcı olacak değişimi başlatacak bir eğitim programı uygulamaktır. İkincisi bu eğitim programı esnasında sürekli olarak dini, psikolojik ve sosyal durumlarına yönelik ölçümler yaparak gelecek dönemde geliştirilecek eğitim modellerine katkı sağlayacak veriler toplamaktır. Bu iki somut hedef dışında, daha genel bazda, toplumsal toplam kaliteye bir nebze olsun katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Bir taraftan çeşitli nedenlerle suça itilmiş ve neticede cezaevine düşmüş hükümlü ve tutukluların durumları hakkında en doğru tespitleri yapmak, diğer taraftan onları rehabilite ederek yeniden topluma kazandırmak, sosyal ve kültürel yönden gelişimlerini sağlamak ve onlara değerler eğitimi çerçevesinde ulaşmak büyük önem arz etmektedir. Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ile ortaklaşa hareket edilerek hükümlülerin ve tutukluların moral değerlerini yükseltmek, onlara toplumun asli üyeleri olduklarını, devlet ve toplum olarak onlardan vazgeçilemeyeceğini vurgulayarak mesuliyetlerini tekrar hatırlatmak, bu çalışmanın planlanmasında etkin rol oynamıştır.