Akdağ A. I. (Yürütücü), Büyüknisan E., Balkul H. İ.
TÜBİTAK Projesi, 3005 - Sosyal ve Beşeri Bilimlerde Yenilikçi Çözümler Araştırma Projeleri Destek Programı, 2023 - 2025
Proje, çeviri eğitiminde sözlü çeviri ediminin ölçülmesini ve değerlendirilmesini konu edinmektedir ve şu sorunların çözümüne odaklanmaktadır: Çeviri öğretiminin amaçları ve kapsamı; kurum politikaları, öğrenci profili ve eğitim amaçları gibi birçok etmene göre çeşitlilik gösterebilir. Geçerli ve güvenilir ölçme verilerine ve değerlendirme sonuçlarına ancak bu ve benzeri girdilerin göz önünde bulundurulması durumunda ulaşılabildiği bilindiğine göre, her değerlendirme ortamında ölçülen ve değerlendirilen sözlü çeviri alt edinçlerinin değerlendirme ortamına özgü olacağı açıktır. Böyle bir durumda, örneğin A kurumunda sözlü çeviri becerileri dersinden başarılı olan bir öğrencinin kazanımlarıyla, B kurumunda aynı dersten başarılı olan bir öğrencinin kazanımları aynı olmayabilir. Elbette aynı kurumdan mezun olan iki öğrencinin de eş düzeyde bir kazanım sağlayamayacağı ya da farklı kurumların farklı yönlere eğilmesinin çıktıları farklılaştırması gözlemlenebilir bir durumdur ancak burada sözü edilen Gonçalves’ in (2003) “temel edinçler” olarak adlandırdığı çeviri edincini oluşturan olmazsa olmaz edinçlerin edinimindeki farklılıklardır. Eğitim çıktıları arasında eşdeğerlik kurulamaması öğrencilerin ileride çeviri piyasasında iş tutmak istedikleri zaman hazırbulunuşluklarının aynı düzeyde olmamasını beraberinde getirecektir. Oysa çeviri sektöründe değerlendirme çevirmen adaylarının hangi kurumlardan ne koşulda mezun olduğu üzerine yapılmamaktadır. Tam aksine, çeviri sektöründe belirli bir düzeyde sözlü çeviri edincine sahip adaylar aranmaktadır ve sektör tarafından beklenen yeterliliklerle eğitim sonucu kazanılmış yeterlilikler her zaman örtüşmemektedir. Böyle bir durumda, öğrenci mezuniyet notu ne kadar iyi olursa olsun öğretimde farklı alt edinçlerin ön plana çıkarılması ve sektörün beklentilerinden dolayı akademi ve sektör arasında bir bocalama yaşamakta, çoğu durumda sektöre uyum sağlamakta zorluk çekmektedir. Çeviri öğretiminin çeviri piyasası gerçeklerinden kopuk olduğu görüşünün olası nedenlerinden biri de kanımızca çeviri öğretiminde ulusal gerçekliklere uygun çeviri alt edinçleri temelli bir ölçme ve değerlendirme şablonunun uygulanmamasından ileri gelmektedir.
İkinci olarak, kaliteyi ölçebilmek için çeşitli standartlar (EN 15038, ISO 17100 ve ISO 13611) yürürlüğe konmuştur. Ancak derinlemesine incelendiğinde, bu standartların çeviri ürününden ya da çevirmenden çok, çeviri işinin kotarılmasındaki süreçlere ve çeviri hizmeti sağlayıcılarına yönelik olduğu görülmektedir. Akademik açıdan bakıldığında, araştırmacılar sektörde yapılan çevirilerin kalitesinin ölçülmesine ve değerlendirilmesine ilişkin bazı öneriler getirmişlerdir fakat bunların çoğu belli bir durumda kullanılabilecek ölçme ve değerlendirme araçlarıyla sınırlı kalmıştır ve hata analizine yöneliktir. Bu nedenle, hem çeviri çözümlerini hesaba katan hem de başka değerlendirme durumlarına genellenebilen çalışmalara ihtiyaç vardır.
Son olarak, uluslararası alanyazında sözlü çeviri çalışmaları daha çok süreç ağırlıklı ilerlemiş, sözlü çeviri edincinin ölçülmesi ve değerlendirilmesi üzerine görece az çalışma yapılmıştır (Tiselius ve Hilde, 2007, 428). Türkiye gerçeğinde bu çalışmaların ortaya koyduğu sözlü çeviri alt edinçlerinin ulusal eğitime nasıl uyarlandığı (ya da uyarlanıp uyarlanmadığı), alt edinçlerin edinimi, hangi alt edinçlerin neden ve nasıl ön plana çıkarıldığı öğretim elemanı ve öğrencilerin perspektifinden araştırılmamıştır. Projenin amacı, yukarıda belirtilen sorunlara çözüm bulmak için eğitim, sektör ve STK ayağında ulusal ölçekte bir durum tespiti yapmak ve ulusal-uluslararası verilere dayalı olarak çeviri öğretiminde kullanılmak üzere sözlü çeviri edinci temelinde sözlü çeviri edimini değerlendirmeye ilişkin bir çerçeve model önermektir. Çerçeve model yeni bir sözlü çeviri edinci modeli ya da dereceli puanlama anahtarı olarak görülmemelidir. Öğretim elemanları geliştirilecek olan çerçeve modeli temel alarak, ders amaçları doğrultusunda kendi mevcut değerlendirme araçlarını geliştirebileceklerdir. Burada ortaya konulmak istenen husus, uluslararası alanyazında öne sürülmüş sözlü çeviri çalışmalarına dayanan ama eğitim dışındaki çeviri paydaşlarının da belirttiği gereksinimlerini hesaba katan Türkiye gerçeğinden hareketle hazırlanmış, öğrencinin farklı alanlarda kendini geliştirmesine olanak sağlayan ve vazgeçilmesi imkansız temel alt edinçleri barındıran, farklı eğitim durumlarına uyarlanabilir bir çerçeve modeli hazırlamaktır. Bu çerçeve ile birlikte, ulusal çeviri öğretimi sonucunda öğrencilerin piyasaya hazırbulunuşluk düzeylerinin artırılması, sektör-eğitim arasındaki açıkların belirlenip bunlara çözüm sunulması planlanmaktadır. Böylelikle proje, YÖK’ün Mesleki Standartların eğitime yansıtılması yönündeki tavsiye kararını sözlü çeviri ediniminin ölçülmesi ve değerlendirmesi özelinde hayata geçirerek istihdam ve çeviri öğretimini güçlendirecektir.