Bektaş S.(Yürütücü), KAPTAN E.
TÜBİTAK Projesi, 1002 - Hızlı Destek Programı, 2024 - 2025
Anaplastik tiroit kanseri (ATC), tüm tiroit kanserlerinin yaklaşık %2'sini oluşturmasına
rağmen, tiroit malignitelerinden kaynaklanan ölümlerin çoğundan sorumludur. ATC,
farklılaşmamış bir tiroit kanseri türü olup, radyoiyodin ve TSH baskılama gibi geleneksel
tedavilere karşı direnç göstermesi nedeniyle kötü bir prognoza sahiptir. Bu durum, ATC’nin
tedavisi için yeni yaklaşımlara ve özellikle de farklılaşma sürecini hedef alan stratejilere olan
ihtiyacı artırmaktadır. Ön araştırmalarımız, Maackia amurensis lektin (MAL-II) uygulaması
ile oluşturduğumuz deney gruplarında, kontrol grubuna kıyasla tiroit kanser kök hücre (CSC)
markörlerinin (CD44, SOX9), Wnt yolunun önemli bir düzenleyici elemanı olan β-kateninin
ve epiteliyal mezenkimal geçiş (EMT) sürecine ait markörlerin (Snail, Slug, N-kaderin)
önemli ölçüde azaldığını ortaya koymuştur. MAL-II uygulamasının bu markörlere etkisinin,
LGR5 üzerinden olup olmadığını belirlemek amacıyla, ATC hücrelerinde siRNA aracılığı ile
susturulan LGR5 gruplarında, CSC markörleri (CD44, Sox2, Klf, Sox9), EMT markörü olan
vimentin ve Wnt yolağındaki aracılara ait değişimler kontrol grubu ile karşılaştırılmıştır. Bu
analizler sonucunda ise, LGR5 inhibisyonunun ATC’de stemness'ı, Wnt yolağını ve vimentin
markörünü baskıladığı gösterilmiştir. Ayrıca, LGR5’in baskılanmasının, ATC hücrelerinin
göç ve invazyon kapasitesini de azalttığı belirlenmiştir. Tüm bu bulgular ışığında, MAL-II
uygulamasının ve LGR5’in susturulmasının ATC’de maligniteyi çeşitli açılardan baskıladığı
sonucuna varılmıştır. Bu projede, MAL-II'nin ATC hücrelerinin farklılaşma süreçlerine etkisi
ve bu etkilerin altında yatan mekanizmaların aydınlatılması amaçlanmaktadır. Bunun yanı
sıra, LGR5'in diferansiyasyonla ilişkisi de incelenecektir. Bu amaç doğrultusunda, MAL-II
uygulanan ve LGR5 susturulan gruplarda, tiroitle ilişkili farklılaşma markörleri olan NKX2-
1, FOXE1, PAX8, NIS ve TSHR’nin kontrol gruplarına göre değişimlerine odaklanılacaktır.
Bu proje sonucunda, pek çok tedavi yaklaşımına cevap vermeyen ve kötü prognozlu ile
bilinen ATC’de, MAL-II uygulamasının bu hücreler üzerindeki etkileri moleküler düzeyde
açıklanması hedeflenmektedir.