Diffüz Büyük B Hücreli Lenfoma ve Folliküler Lenfomalarda GCET1, HGAL (GCET2) ve LMO2 nin immünhistokimyasal yöntem ile değerlendirilmesi


Creative Commons License

DOĞAN İ. Ö. (Yürütücü), BERKER N.

Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2016 - 2017

  • Proje Türü: Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje
  • Başlama Tarihi: Mayıs 2016
  • Bitiş Tarihi: Nisan 2017

Proje Özeti

Amaç: Diffüz büyük B hücreli lenfoma, tedavi ile hastaların yarısından azında kür sağlanabilen biyolojik olarak heterojen bir lenfoma grubudur. cDNA microarray yöntemi ile yapılan gen ekspresyon profili çalışmalarında diffüz büyük B hücreli lenfomalar germinal merkez B hücre benzeri, aktive B hücre benzeri ve Tip 3 (sınıflanamayan) olmak üzere 3 farklı moleküler alt gruba ayrılmıştır. Germinal merkez B hücre benzeri fenotip taşıyan vakaların, diğer vakalara göre daha iyi sağkalım gösterdiği saptanmıştır. Ayrıca son zamanlarda aktive B hücre benzeri fenotip taşıyan vakalarda hedefe yönelik yeni tedavi rejimlerinin etkili olduğu bildirilmektedir. Moleküler sınıflama için kullanılan gen ekspresyon profili yöntemleri pahalı olduğundan rutin klinik pratikte kullanılmaya uygun değildir. Bu nedenle her laboratuvarda uygulanabilecek hedef moleküllere yönelik, gen ekspresyon profili ile uyumlu immünhistokimyasal algoritmalar geliştirilmiştir. Bu algoritmaların rutin pratikte en sık kullanılanı Hans algoritmasıdır.

Çalışmamızın amaçları, immünhistokimyasal yöntem kullanarak germinal merkez B hücre belirteçleri olan GCET1, HGAL ve LMO2’nin foliküler lenfoma vaka grubunda folikül merkez hücre fenotipini ne derecede yansıttığını araştırmak; diffüz büyük B hücreli lenfoma vaka grubunda bu antijenlerin dağılım özelliklerini ortaya koymak ve germinal merkez hücre fenotipini belirlemedeki rolünü ve katkısını Hans algoritması çerçevesinde tartışmaktır.

Gereç ve Yöntem: İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı’nda 2010-2016 yılları arasında incelenmiş, 40 adet (20 adet grad 1-2, 20 adet grad 3) foliküler lenfoma vakası ve 65 adet başka şekilde sınıflandırılamamış diffüz büyük B hücreli lenfoma vakası çalışma kapsamına alındı. Bu vakalara ait arşivimizde saklanan Hematoksilen&Eozin ile boyalı preperatlar tekrar incelenerek patolojik tanılar yeniden düzenlendi. Sonrasında uygun bloklar seçilerek bu bloklara ait kesitlere GCET1, HGAL ve LMO2 antikorları kullanılarak immünhistokimyasal çalışma uygulandı.

Bulgular: Foliküler lenfoma vaka grubunda GCET1, HGAL ve LMO2 sırasıyla %85, %77,5 ve %100 oranında pozitif saptandı. CD10 negatif olan 4 vakanın biri hariç diğerleri bu antijenlerden bir veya birden fazlası ile pozitifti. Benzer şekilde BCL2 negatif olan 6 vakanın tümünde GCET1, HGAL ve LMO2 pozitif bulundu.

2

65 adet diffüz büyük B hücreli lenfoma vakasında GCET1, HGAL ve LMO2, sırasıyla %35,4, %53,8 ve %63,1 oranında pozitif bulundu. GCET1, HGAL ve LMO2, Hans sınıflamasına göre germinal merkez B fenotipli vakaların sırasıyla %88, %84 ve %100’ünde; non-germinal merkez B fenotipli vakaların ise %2,5, %35 ve %40’ında pozitif bulundu. Her üç antijenin de bu vaka grupları arasındaki ekspresyon farkı, istatistiksel olarak anlamlı bulundu (p<0,001). CD10 pozitif ve sadece MUM1 pozitif vaka gruplarında germinal merkez B hücre fenotipini belirlemede GCET1’in özgüllüğü ve pozitif yorum gücü %100 bulundu. HGAL ve LMO2’nin ise yanlış pozitiflik oranları sırasıyla %10,5, %9,1 olarak hesaplandı. Bu bulgulardan yola çıkılarak diğer vaka grupları, bu antijenlerin ekspresyonlarına göre değerlendirildi. Buna göre, Hans algoritması kullanıldığında non-germinal merkez B grubuna giren 20 adet CD10 negatif, BCL6 pozitif, MUM1 pozitif vakanın 9’unun, 5 adet CD10, BCL6 ve MUM1 negatif vakanın 4’ünün germinal merkez B grubuna girebileceği düşünüldü.

Sonuç: GCET1, HGAL ve LMO2 folikül merkez hücre fenotipini belirlemede oldukça duyarlı belirteçlerdir. Foliküler lenfoma tanısında, özellikle CD10 negatif vakalarda söz konusu belirteçlerin immünhistokimyasal panele eklenmesi yararlı olacaktır. Diffüz büyük B hücreli lenfomalarda, CD10 pozitif veya sadece MUM1 pozitif vaka grupları dışında immün profil sergileyen vakaların doğru sınıflanabilmesi için söz konusu bu üç belirtecin immün panele eklenmesi veya bu belirteçleri içeren ve gen ekspresyon profili ile daha yüksek uyum gösterdiği bildirilen diğer immünhistokimyasal algoritmaların kullanılması önerilir.