Tahralı İ., Deniz G. (Yürütücü)
Yükseköğretim Kurumları Destekli Proje, 2019 - 2022
Akut lenfoblastik lösemi (ALL), kemik iliğindeki lenfoid öncül hücrelerin anormal ve
kontrolsüz çoğalmasıyla meydana gelen bir hematolojik malign hastalıktır. Çoğunlukla
çocuklarda meydana gelen ALL, çocukluk çağı kanserleri arasında en sık görülenidir. B
lenfoid öncül hücrelerden gelişen B-ALL hastalığın en yaygın formudur. Klasik
kemoterapi ajanlarıyla tedavi sonucu hastalarda sağkalım oranı yüksek olmakla birlikte,
tedavinin ciddi yan etkilerinin olması ve tedaviye direnç gösteren hastaların varlığı
nedeniyle tedavide immünoterapi önem kazanmaktadır. Son yıllarda, kansere karşı
immün yanıtlarda önemli rol oynayan doğal öldürücü (natural killer - NK) hücrelerin
immünoterapide kullanımı üzerine çalışmalar yoğunluk kazanmıştır; ancak tedaviden
alınan sonuçlar beklenenin altında olup, bu durumun ardında B-ALL hastalarının kemik
iliği ve kan dolaşımlarındaki immün-baskılayıcı ortamın olması mümkündür. Bu
düşünceyle gerçekleştirdiğimiz çalışmada, B-ALL hastalarının kemik iliği plazma
örneklerinin sağlıklı NK hücreleri ile birlikte 24 ve 72 saat kültürü sonrası NK
hücrelerinin alt grup oranları, PD-1 betimlemeleri, proliferatif yanıtları ve hücre içi
IFN-g, IL-10 ve TNF-a seviyeleri ölçülmüştür. Değerlendirmeler akut lösemi açısından
patoloji saptanmayan hastaların kemik iliği plazmaları ve fetal sığır serumu eklenen
koşullar ile karşılaştırmalı olarak yapılmıştır. Elde edilen sonuçlarla kemik iliği plazma
örneklerindeki hümoral bileşenlerden olan sitokinler arasındaki ilişkinin incelenmesi
amacıyla plazma IL-1b, IL-6, IL-10, IL-18, IFN-a2, IFN-b, IFN-g, TNF-a ve GM-CSF
seviyeleri ölçülmüştür. B-ALL plazması eklenen koşullarda NK hücre alt grup oranları
ve proliferasyonu kontrol gruplarına göre düşerken, PD-1 ile hücre içi IL-10 ve TNF-a
seviyelerinin yükseldiği görülmüştür. B-ALL plazma örneklerinde yüksek IL-10
düzeylerine karşılık IL-18 ve IFN-g seviyelerinde düşüş saptanmıştır. Bu bulgular, BALL hastalarının kemik iliğindeki hümoral bileşenlerin, NK hücreleri üzerinde
baskılayıcı etki gösterdiğine işaret etmektedir.