Sosyoloji Dergisi, cilt.36, sa.1, ss.227-247, 2016 (ESCI)
Sosyolojide sınıf çalışmaları bugün ekonomi merkezlilikten çıkıp kültüre, yaşam tarzlarına ve beğenilere odaklanan yaklaşımlarla daha geniş bir perspektif kazanmıştır. Söz konusu genişlemenin temelinde hem üretimden tüketime geçiş ve hizmet sektörünün ortaya çıkışı gibi ekonomi temelli dönüşümlerin gerçekleşmesi hem de eşitsizliklerin cinsiyet, ırk, sosyal aidiyet gibi pek çok farklı alanda görülmeye başlaması nedeniyle klasik açıklamaların yetersiz kalması yatar. Bu bağlamda duygular ve ahlâkî sâikler de tabakalaşma çalışmalarında kültürün, alışkanlıkların ve beğenilerin dikkate alınmasıyla birlikte derinleşen analizlerin bir adım ötesindeki eksiklik olarak karşımıza çıkar. Bu itibarla genelde sosyolojide, özelde tabakalaşma çalışmalarında duyguların göz önünde bulundurulması sosyal grup, sınıf, tabaka gibi yapıların analizinde daha derin bir boyutu gözler önüne serer. Zira hangi sınıftan olursa olsun, kişinin değerli nesneler ve semboller düzenine arayışlar aracılığıyla iştirakinin asıl motivasyonu çoğunlukla saygı, onur ve değerli bir yaşam arayışıdır. Ayrıca eşitsizliklerin meydana getirdiği ve moral boyutu olan ya da olmayan duygu durumları, tabakalara özgü yeni kapitaller ve üyelerince tekrarlanan habituslar olarak okunmalıdır. Dolayısıyla analiz edilmesi çoğu zaman meşakkatli bir süreç gerektiren bu daha derin duygusal habituslar, bir sınıfı ya da tabakayı ve onun üyelerinin davranış tarzları ve beklentilerini anlamanın yeni ve önemli bir yolunu ortaya koyar. Bilhassa artık gösterişçi tüketimin merkezde olduğu bir dünyada, ekonomik seviye ve statüler ile bunların taşıyıcısı olan estetik değer ve beğenilerin, kendilerine sahip olma ya da onlardan yoksunluk durumuna göre belirli duyguları oluşturması ya da tetiklemesi kaçınılmazdır. Bu makale sosyal tabakalar arası ilişkinin ve etkileşimin analizinde eksik bırakılan duygu boyutunun önemini, bunun ihmal nedenlerini ve sürecini ele almaya çalışarak, örnek olarak sunulan utanma, öfke ve kıskançlık duyguları üzerinden kendinde bir kaynak olarak duygularla tabakalar arasındaki ilişkiyi sorgulamaktadır.