İslam Tetkikleri Dergisi, cilt.13, sa.2, ss.493-518, 2023 (Scopus)
Bu çalışma, biyografisi hakkında kısıtlı bilgilere sahip olduğumuz ve kendisine
atfedilen birçok eser ile tanınan Mesud Şirvânî’nin entelektüel hayatına
odaklanmaktadır. Hakkında yazılanlara bir alternatif olarak döneminde
istinsah edilen yazma mecmualardan hareketle bir biyografi teklif ettiğimiz
çalışmamızda, erken dönem kaynaklar ile sonraki dönem kaynakların
birbirinden ayrışan ve kimi zaman ters düşen ifadelerinin yazma eserlerden
elde edilen kodikolojik bulgularla tahkik edilip sunulması hedeflenmektedir.
Bu bağlamda Carullah koleksiyonu 1437 ve el-Mektebetü’l-Ezheriyye
koleksiyonu 2224 numaralarda kayıtlı, Şirvânî’nin yaşadığı dönem ve
mekânda, 9. yüzyıl Herat’ında istinsah edilen iki mecmua gündeme
getirilmiştir. Her ikisinde de Şirvânî’ye ait birçok eser yanında Şirvânî’nin,
akrânı düşünürlerle kurduğu ilişkilere dair tarihi kayıtlar içeren metinler yer
almaktadır. Özellikle Dâruşşifâ Medresesi’nde Şirvânî’nin müderris olarak
atandığı gün vesilesiyle Mir Atâullah el-Hüseynî ile aralarında cereyan eden
“mübâhase”, Şirvânî’nin kapalı kalan hayatına ışık tutması açısından önem
arz etmektedir. Yazıda, Şirvânî’nin hayatı hakkında yazılan kısıtlı ve bazen
yanıltıcı bilgi veren kimi araştırmalar da doğrudan mezkûr mecmualara
ve Şirvânî ile tanışıklığı olan tanıklara müracaat edilerek sorgulanmıştır.
Kaynaklar bu gözle tarandığında, Şirvânî için ilki irfânî, ikincisi ilmî olmak
üzere iki yönlü bir entelektüel hayattan bahsetmek mümkündür. Bir taraftan
Bâharzî’nin anlatısında öne çıkan, Molla Câmî’nin irşat halkasına dâhil olmuş
ve onun manevi rehberliğinin sâdık bir takipçisi Şirvânî portresi; öte yandan,
yazma mecmualarında karşımıza çıkan, tanım teorisi, lafızlar bahsi gibi
mantığın tasavvur kısmına odaklanan irili ufaklı hâşiye ve talikatların müellifi
Şirvânî’dir. Çalışmamızda Şirvânî’nin kimliğine yönelik Kâtip Çelebî’nin
gündeme getirdiği Rûmî nisbesinin aslı sorgulanarak bu nisbe ile anılan
düşünürlerin farklı kişiler olma ihtimali üzerinde durulmuştur. Hayatları
ve eserleri hakkındaki bazı benzerliklerin bu yönde bir yanlış anlaşılmaya
götürdüğü hususu vurgulanmıştır