Etnografi ve Tarihin Arayüzünde: Çıraklık Hakkındaki Mit ve Anlam Haritaları


Creative Commons License

Özsan G.

TOPLUM VE BILIM, sa.142, ss.56-78, 2017 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2017
  • Dergi Adı: TOPLUM VE BILIM
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Sociological abstracts
  • Sayfa Sayıları: ss.56-78
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Bu makale, 1990’lı yılların ortalarından başlayarak zanaatkâr ve esnaf üzerine İstanbul’un farklı semtlerinde uzun bir zaman diliminde yürüttüğüm etnografik araştırmalarımın verilerine ve yakın bir tarihte (Nisan-Temmuz 2015) Moda/Caferağa Mahallesi’nde, toplam 38 küçük dükkân işleticisi kadınla yaptığım derinlemesine görüşme ve gözlemlere dayanmaktadır. Etnografik araştırma verilerinin genel bir değerlendirmesine dayanan makalede, esnaf, zanaatkâr ve çıraklığa ilişkin tarih ve sosyal bilim literatüründen hareketle, çıraklık hakkındaki gündelik imge, mit ve anlam haritalarının görünür kılınması amaçlanmaktadır. Etnografik araştırmalar yapılırken, tarih veya sosyal bilim mitleriyle nasıl başa çıkılabileceği güç bir konudur. Esnaf, zanaatkârlık ve çıraklığa ilişkin elimizdeki çalışmaların önemli bir bölümü, tarih ve etnografinin kuramsal birikimini ve somut kanıtlarını bir araya getirmek yerine, gelenek/modernite, sanayi öncesi/sanayi toplumu, “geleneksel usta-çırak ilişkisi” ve “geleneksel çıraklık” gibi düşünme kalıpları ve anlam haritalarının dışına çıkmayan, tersine bunları üreten bir bakış açısını tercih etmektedir. Araştırmalarımda görüştüğüm esnaf ve zanaatkârların çıraklığa ilişkin değerlendirmeleri, literatürdeki yaklaşımlara benzerlik göstermektedir. Görüşmelerdeki “geleneksel çıraklığın” kaybı anlatısı, ustaların şu anki hegemonik konumlarını güçlendirmeye yaramaktadır. Hiç değişmediği varsayılan ve idealize edilen bu gelenek tasavvuru, ustalar tarafından sıklıkla tekrarlanan “çırak bulamama” mitinin yeniden üretilmesine hizmet etmektedir. Eleştirel bir perspektifle yapılmış tarihsel ve etnografik araştırmalar, “geleneksel çıraklık” mitinde varsayılanın tersine, geçmişteki çıraklığın da ucuz emek kullanımına dayandığını, mesleki bilgi aktarma konusunda pek çok sorun yaşandığını gösteriyor. Kendi araştırmalarımın da en temel bulgularından biri, ustaların mesleki bilgi mesleki bilgi birikimlerini aktarma konusunda isteksiz olduklarıdır. Ayrıca ustalar, işlerini/dükkânlarını “yabancı” sayılan çıraklara değil, mümkünse aileden birine bırakmayı tercih ediyorlardı.  Bu makaleninin nihai amacı, günümüzdeki çıraklığa ilişkin araştırmalar ile esnaf, zanaatkâr ve çıraklık konusunda yapılmış tarihsel çalışmalar arasında bağlantı kurmanın  önemine işaret etmektir.

 Anahtar sözcükler: Çıraklık, zanaatkâr, esnaf, tarih, etnografi, modernlik, gelenek

 

Abstract:This essay is based on the findings of the ethnographic research I have carried out on shopkeepers and artisans in various districts of Istanbul since the mid-1990s—the most recent one being conducted between April and July 2015, which was based on observations and in-depth interviews with 38 female shopkeepers in Moda/Caferağa. Presenting an overall evaluation of all these research findings, I aim to render visible everyday perceptions, myths and maps of meaning concerning apprenticeship, while providing a critical reading of some social scientific and historical works on shopkeepers, artisans and apprentices. It is an important challenge for any ethnographer to find ways to overcome the myths constructed by previous scholarly work. A considerable portion of the scholarly literature on shopkeepers, artisans and apprentices tends to reproduce the conventional patterns of thinking based on the themes of tradition/modernity, pre-industrial/industrial, “traditional apprenticeship” or “traditional forms of master-apprentice relations” rather than critiquing them on the basis of theoretical breakthroughs of historical and ethnographic research and their concrete findings. The frames of thought I observed amongst the shopkeepers and artisans in my research show striking parallels with the conventional approaches commonly found in the scholarly literature on the subject. The narrative of the loss of “traditional apprenticeship” I often encountered in my interviews was deployed to reinforce the present hegemonic positions of masters. Moreover, the conception of an idealized, immutable “tradition” serves to reproduce the myth about the impossibility to find “proper” apprentices to be employed, which is a widespread complaint voiced by masters. Critical scholarly studies on the subject, however, have decisively refuted the myth of “traditional apprenticeship,” demonstrating that apprentices were commonly employed as cheap labor in many diverse historical settings and that the transmission of occupational expertise and skills had never been unproblematic. One of the major findings of my own research too is that masters are often reluctant to pass on the “tricks of trade” to their apprentices. Moreover, they tend to hand over their small businesses not to their non-kin apprentices who they consider to be “foreigners,” but rather to their family members whenever possible. The ultimate objective of the essay is to point out the prospects for productive cross-fertilization between social scientific research on present-day apprenticeship and historical studies on shopkeepers, artisans and apprentices.

Keywords: Apprenticeship, artisans, shopkeepers, history, ethnography, modernity, tradition.