Bilateral Redüksiyon Mamoplasti Cerrahisinde Ultrason Eşliğinde Torakal Paravertebral ve Erektör Spina Plan Bloklarının Dermatomal Duyu Blokaj Dağılımı ve Analjezik Etkileri: Olgu Sunumu


Creative Commons License

Şalvız E. A., Sivrikoz N., Güzel M., Aygün E., Kulaksız Mammadov B., Altınöz E., ...Daha Fazla

53. Ulusal Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Kongresi, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Kasım 2019, ss.190

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.190
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Ultrason-eşliğinde torakal paravertebral blok (TPVB) uygulamasının, redüksiyon mamoplasti cerrahisi sonrası postoperatif analjezideki etkinliği gösterilmiştir (1). Yeni bir teknik olan erektör spina plan bloğunun (ESPB) da analjezik etkinliği pekçok farklı meme cerrahisi çalışması ile gündeme gelmiştir (2-4). Olgu 1: 50 yaşında, ASA2 ve elektif redüksiyon mamoplasti cerrahisi planlanan hasta için, kliniğimizin rutini olan bilateral TPVB ve genel anestezi uygulamaları planlanmıştır. Ancak; sağ taraf T4-5 TPVB uygulama seviyesinde yumuşak doku enfeksiyonu görülmesi üzerine bu tarafa ultrason-eşliğinde in-plane tekniği ile ESPB ve sol tarafa out-of-plane tekniği ile TPVB 20mL %0.375’lik bupivakain kullanılarak uygulanmıştır. Hastaya işlem öncesinde her iki tarafa farklı blokların uygulanacağı anlatılmış, hastanın onamı alınmış; ancak kendisine taraf belirtilmemiştir. Blok uygulamaları sonrasında hastanın dermatomal duyu blokaj dağılımı 30dk boyunca 5dk aralıklarla değerlendirilmiş ve cerrahisi genel anestezi altında tamamlanmıştır. Hasta 1 g IV parasetamol uygulaması sonrasında ekstübe edilmiş ve postoperatif ilk 48 saatte tekrar dermatomal duyu blokaj dağılımı açısından takip edilmiştir (Şekil 1). Olgu 2: Aynı cerrahinin planlandığı 57 yaşındaki, ASA2 hastaya benzer anestezi ve analjezi planları yapılmıştır. Ancak, sol T4-5 TPVB alanında nevüs eksizyonuna bağlı hipertrofik skar görülmesi üzerine bu tarafa ESPB ve diğer tarafa yine TPVB uygulanmıştır. Hastanın tüm anestezik, analjezik ve cerrahi girişimleri ile takipleri 1. olguya benzer şekilde yapılmıştır (Şekil 2). Postoperatif ilk 48 saat içerisinde her iki hasta da ağrı skorları açısından numerik ağrı skalası (NRS) ile değerlendirilmiştir (Şekil 3). NRSykrk314 tanımlandığında; olgu 1’e toplam 2x1g parasetamol ve 2x50mg tramadol ve olgu 2’ye toplam 3x1g parasetamol ve 3x50mg tramadol IV olarak verilmiştir. Sonuç: ESPB’nin dermatomal duyu blokaj dağılımı ve analjezik etkinlikler açısından değerlendirildiğinde, multimodal analjezinin bir parçası olabildiği görülmüştür. Farklı cerrahi türlerinde TPVB ile karşılaştırıldığı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmüştür.