Otoimmün ensefalit sıçan modelinde intraserebroventriküler NMDAR ve LGI1 antikoru uygulaması sonrasında artan nöbet duyarlılığı ve bozulan bellek işlevi


YÜCEER H., AKAT PİŞKİN Ş., ULUSOY C. A., KARAASLAN Z., SOYLU S., ERDAĞ E., ...Daha Fazla

58. Ulusal Nöroloji Kongresi, Antalya, Türkiye, 19 - 24 Kasım 2022

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç:

Anti-NMDAR ve Anti-LGI1 ensefaliti, bellekte bozulma ve sık görülen nöbetlerle karakterize nöroimmünolojik sendromlardır. Bu çalışmada, pasif transfer yoluyla indüklenen sıçan modelinde NMDAR ve LGI antikorlarının epileptogenez ve bilişsel performans üzerindeki rolünü netleştirmek amaçlanmıştır.

Gereç ve Yöntem:

Anti-NMDAR (n=8) ve Anti-LGI ensefalit olguları (n=10) ile sağlıklı kontrollerin (SK) (n=9) periferik kanından saflaştırılmış IgG ve serum fizyolojik (SF) (n=7) epileptik olmayan Wistar sıçanlara intraserebroventriküler olarak ardışık günlerde enjekte edildi. Davranışsal değerlendirme ve EEG kayıtları IgG uygulamasından önce ve sonra yapıldı. Ardından konvülsif doz (45 mg/kg) pentilentetrazol (PTZ) intraperitoneal olarak uygulandı. Akut olarak indüklenen epileptik deşarjlar ve nöbet evreleri değerlendirildi ve gruplar arası karşılaştırıldı.

Bulgular:

Motor nöbet latansı, ilk motor nöbet süresi ve miyoklonus latansı NMDAR ve LGI1 grubunda arttı. Ek olarak, NMDAR ve LGI1 antikoru verilen sıçanlarda nöbet evreleri SK ve SF gruplarına kıyasla anlamlı olarak daha yüksek bulundu (p<0.05). Ayrıca, açık alan testinde vertikal aktivite, Y-labirent testinde spontan alternasyon yüzdesi ve yeni nesne tanıma testinde diskriminasyon indeksi NMDAR ve LGI1 grubunda anlamlı olarak farklı tespit edildi (p<0.05).

Sonuç:

NMDAR ve LGI1 antikorları, bellek fonksiyonlarını bozmanın yanı sıra nöbet riskini ve şiddetini artırıyor gibi görünmektedir. Geliştirilen bu antikor aracılı pasif transfer otoimmün ensefalit sıçan modeli, anti-NMDAR ve anti- LGI1 ensefaliti için potansiyel bir in vivo model olarak düşünülebilir. Daha ileri çalışmalar, bu antikorlarının otoimmün ensefalitte gözlenen nöbetler ve bilişsel bozulmalardaki karmaşık rolünü aydınlatacaktır.