Endülüs Yayınları Yayınevi, İstanbul, 2021
İslâmiyetle birlikte ortaya çıkan İslâmî
ilimlerin hemen hepsinde mahâretini ortaya koyan Osmânlı ulemâsı, aklî/felsefî
ilimleri de dikkate alan genel bir eğilim içerisinde olmuş, iki alanı
birbirinden keskin çizgilerle ayırmak yerine tedris ve telif faaliyetlerini
ikisinde de sürdürmüştür.
Bahsedilen bu özelliği şahsında
somutlaştırmış düşünürlerin başında XVI. yüzyılda yaşamış ve Bahâeddinzâde
olarak şöhret bulmuş Muhyiddin Mehmed b. Bahâeddin (v. 952/1545) gelmektedir.
Şer‘î ilimlere olan vukufiyeti yanında aklî ilimlerde de otoritesini
akranlarına kabul ettiren Bahâeddinzâde, telif ettiği eserleriyle yaşadığı
asırdan başlayarak Osmanlı düşüncesini derinden etkilemeyi başarmıştır.
Bu kitap, hakkında bilgi veren
biyo-bibliyografik kaynaklar, çağdaşlarının tanıklıkları ve kendi eserlerinden
hareketle Bahâeddinzâde’nin entelektüel biyografisini sunmaktadır. Ayrıca onun
eserlerinde merkezî bir yer işgal eden ve Kemalpaşazâde eleştirisini de içeren
kader sorununa yaklaşımını, Risâletü’l-kazâ ve’l-kader ile Risâle fî
isbâti’l-vâcib ve’t-tevhîd adlı eserlerinin ilk kez yapılan tahkikli neşri,
tercümesi ve detaylı incelemesi eşliğinde ortaya koymaktadır.
İslâmiyetle birlikte ortaya çıkan İslâmî
ilimlerin hemen hepsinde mahâretini ortaya koyan Osmânlı ulemâsı, aklî/felsefî
ilimleri de dikkate alan genel bir eğilim içerisinde olmuş, iki alanı
birbirinden keskin çizgilerle ayırmak yerine tedris ve telif faaliyetlerini
ikisinde de sürdürmüştür.
Bahsedilen bu özelliği şahsında
somutlaştırmış düşünürlerin başında XVI. yüzyılda yaşamış ve Bahâeddinzâde
olarak şöhret bulmuş Muhyiddin Mehmed b. Bahâeddin (v. 952/1545) gelmektedir.
Şer‘î ilimlere olan vukufiyeti yanında aklî ilimlerde de otoritesini
akranlarına kabul ettiren Bahâeddinzâde, telif ettiği eserleriyle yaşadığı
asırdan başlayarak Osmanlı düşüncesini derinden etkilemeyi başarmıştır.
Bu kitap, hakkında bilgi veren
biyo-bibliyografik kaynaklar, çağdaşlarının tanıklıkları ve kendi eserlerinden
hareketle Bahâeddinzâde’nin entelektüel biyografisini sunmaktadır. Ayrıca onun
eserlerinde merkezî bir yer işgal eden ve Kemalpaşazâde eleştirisini de içeren
kader sorununa yaklaşımını, Risâletü’l-kazâ ve’l-kader ile Risâle fî
isbâti’l-vâcib ve’t-tevhîd adlı eserlerinin ilk kez yapılan tahkikli neşri,
tercümesi ve detaylı incelemesi eşliğinde ortaya koymaktadır.