Vergi Usul Hukukunda Zor Durum


Oktar S. A., Tunç Z.

Vergi Dünyası Dergisi, sa.475, ss.27-38, 2021 (Hakemli Dergi)

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Basım Tarihi: 2021
  • Dergi Adı: Vergi Dünyası Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: TR DİZİN (ULAKBİM)
  • Sayfa Sayıları: ss.27-38
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Zor durumda bulunmaları nedeniyle vergi ödevlerini süresinde yerine getiremeyecek olan mükelleflere, yazılı başvuruları üzerine Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca kanunda belirtilen sınırlar içinde uygun bir süre verilebilmektedir. Sürenin verilmesi biri objektif, ikisi subjektif nitelikli, birlikte aranan üç koşula bağlanmıştır. Bu sürenin verilmesi kural olarak bireysel başvuruya bağlı olmakla birlikte, sonradan yapılan bir düzenleme ile Bakanlığa topluca süre kullandırma yetkisi de verilmiştir. Mücbir sebep hükümlerinin aksine nadiren uygulanan zor durumda süre verme kurumu, mücbir sebep kurumunu destekleyici fonksiyonu dolayısıyla önemlidir. Zor durum olarak kabul edilecek olayların belirlenebilmesi için objektif kriterlerin geliştirilmesi ile bu kurum uzlaştırıcı özelliğiyle vergiye gönüllü uyumu da özendirerek kişisel ve kamusal yararlar dengesinin optimal düzeyde oluşmasına önemli katkılarda bulunabilecektir .

Taxpayers who cannot fulfill their tax duties on time due to being in a hard situation can be given a suitable time within the limits specified by the law by the Ministry of Treasury and Finance if they make a written application. Giving time is based on three conditions, one of which is objective and two of which are subjective. The granting of this time, as a rule, depends on the individual application, but with a later regulation, the Ministry has also been given the authority to use the time collectively. On the contrary to the force majeure provisions, the rule of giving time in hard situations, which is rarely applied, is important because it is the supportive function of the force majeure rule. With the development of objective criteria to determine the events that can be accepted as hard situations, this practice can also encourage voluntary compliance with the tax, with its conciliatory feature, and it can significantly contribute to the optimal balance of personal and public benefits.