Psikoloji çalışmaları (Online), vol.41, no.3, pp.1-31, 2021 (ESCI)
After the migration of Syrians displaced during the civil war in Turkey, the interaction between immigrants and locals has led to intergroup tension. This study aims to answer the following questions through the perception of collective psychological ownership (CPO) within the intergroup context: How is tension between groups of urban locals and Syrians formed? How are the boundaries of collective ownership drawn? and How do locals position Syrian immigrants? Data, which were obtained through focus group interviews with 10 middle- or over-aged couples (Mage = 54), were analyzed using thematic analysis. The participants have been residing for at least 10 years in five out of the 20 districts in İstanbul with the highest population density of Syrians. The result provided four themes, namely, the construction of CPO by the locals, the exclusion of Syrians from CPO areas, the concern of losing control of collective ownership, and legitimization of proposals for solutions at the level of precatory discourses offered by the locals. Given the visibility of Syrians in the public sphere, the findings indicate that the locals have developed various reactions to protect several aspects of CPO, such as citizenship rights and the use of the country’s economic resources. Moreover, the study observed that locals exhibit CPO in that they constantly defend against and exclude Syrian immigrants. Several findings suggest that locals may reinforce these perceptions through the principles of CPO, that is, first owner, first settler, and being an investor. Although Syrians in Turkey comply with the CPO principles, the locals re-determine the rules over another CPO principle. As such, Syrians remain outside of the collective ownership sphere. The main reason of the participants for protecting CPO areas from Syrians is seemingly related to the concern about the loss of collective ownership. The suggestions of the participants to address the issue of Syrians in Turkey converged on a main theme of the return of Syrians to their own country.. However, inclusion of Syrians into collective ownership areas was not observed within these suggestions.
İç savaşla yerinden edilen Suriye halkının bir bölümünün Türkiye’ye göçü sonrası Suriyeliler ile yerel halk arasında gündelik hayattaki etkileşimler gruplararası gerilimleri de beraberinde getirmiştir. Bu çalışma, yerel halk ile Suriyeliler arasında gruplar arası gerilimlerin nasıl şekillendiği, kolektif sahiplik sınırlarının nerelerde çizildiği, yerel halk tarafından Suriyeli göçmenlerin nasıl konumlandırıldığı gibi sorulara gruplararası bağlamda kolektif psikolojik sahiplik (KPS) algısı üzerinden açıklama getirmektedir. Araştırmada, İstanbul’da ilçe bazlı nüfus yoğunluğuna göre ilk yirmi ilçe içinde yer alan beş farklı ilçede en az on yıl süreyle ikame eden orta yaş ve üzeri (Ortyaş = 54) on evli çift ile yapılan odak görüşmelerle elde edilen veriler, nitel analiz yöntemlerinden biri olan tematik analiz yöntemiyle analiz edilmiştir. Analizler sonucunda, şehirli yerel halkın kolektif sahiplik inşaları, Suriyelilerin oluşan KPS alanları dışında tutulması, kolektif sahipliğin kontrol kaybı endişesi ve yerel halk tarafından sunulan temenni düzeyinde çözüm önerilerinin meşrulaştırılması olmak üzere dört tema elde edilmiştir. Bulgular, Suriyelilerin kamusal alanda görünürlüğüyle birlikte yerel halkın, vatandaşlık hakları, ülkenin ekonomik kaynaklarının kullanımı gibi kolektif sahiplik alanlarını korumaya yönelik tepkiler geliştirdiğini göstermektedir. Suriyeli göçmenlere karşı yerel halkın devamlı savunduğu ve göçmenleri dışarıda tuttuğu KPS algısına sahip oldukları gözlemlenmiştir. Yerli halkın bu algıyı, KPS teorilerinin sunduğu ilk sahip, ilk yerleşen ve yatırım yapan olma ilkeleri üzerinden pekiştirebildiklerine dair bulgulara rastlanmıştır. Türkiye’deki Suriyeliler, KPS ilkelerinin gereğini yerine getirmiş olsalar bile yerli halk, başka bir ilkeyle KPS alanın kuralları yeniden belirlemekte ve Suriyeliler bu sahiplik alanı dışında kalmaya devam etmektedir. Katılımcıların, KPS alanlarını Suriyelilerden korumaya yönelik tepkilerinin arkasındaki temel motivasyonun kolektif sahipliği kaybetme endişesi olduğu görülmektedir. Katılımcıların, Türkiye’deki Suriyelilerin sorunlarına yönelik çözüm önerilerinin ise Suriyelilerin ülkelerine geri dönmeleri yönünde temennilerde ve kolektif sahipliğe davet edilmeyen çözümlerde ortaklaştığı gözlemlenmiştir.