Arap İslam Tarihi- Gramer


Gümüşoğlu T.

Diğer, ss.1-1000, 2022

  • Yayın Türü: Diğer Yayınlar / Diğer
  • Basım Tarihi: 2022
  • Sayfa Sayıları: ss.1-1000
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

A. Araştırmanın geçmiş ve günümüzdeki durumu 

 

            Avrupa‛nın neredeyse genelinde Arap karşıtlığının zafere ulaştığı 1505‛li yıllara gelindiğinde[1], Gırnata‛da Arapça dilbilgisi (Gırnata‛nın ağız ve lehçeleri) üzerine yazılmış en ünlü ve en eski kitaplardan biri yayınlanmaktaydı. Daha önce Vocabulista aravigo en letra castellana[2]adlısözlüğü ile filoloji alanında kendi rüştünü önemli ölçüde ispatlayan Pedro De Alcalá, Arte para ligaremente saber la lengua aravigaadı altında bu kitabını çıkarmıştır. Bunu 16 Yy.‛ın ikinci çeyreğinde Wilhelm Postel tarafından latince olarak yazılan ve Arap dilbilimcilerinden oldukça bağımsız, alışık olmadık bir anlayışta[3]yazılan Arapça dilbilgisi[4]izlemiştir.

            1592 ile 1631 yılları arasında Avrupa‛da ulusal Arapça dilbilgisinin 4 tane popüler ders kitabı, orjinal dilinde yayınlandı. Bunlar İslam dünyasında geniş alanlarda kabul gören ve sevilen kitaplardı: al-Muqaddima‛nın yazarı Muammad b. Muammad b. Dāwūd b. Āğurrūma-anhāğī (ö. 723/1323)[5]al-Kāfiya‛nınyazarı ‛Uṯmān b. ‛Umar b. al-āğib (ö. 646/1249)[6]at-Tarīfya da Mabādi’ at-taṣrīf‛ınyazarı ‛Abdalwahhāb b. Ibrāhīm b. ‛Abdalwahhāb az-Zānğānī(yaklaşık ö. 655/1257)[7]ve al-Awāmil al-mi’a’nın yazarı‛Abdalqāhir b. ‛Abdarramān al-Ğurğānī(ö. 471/1078)[8].

            Ulusal Arapça dilbilgisinin bilinen ilk latince çevirisi – Muqaddima al- Āğurrūmīya – Peter Kirsten tarafından 1610 yılında Breslau‛da (Wroclaw) orjinal eserin ikinci edisyonu ile birlikte basılmıştır.[9]İkinci çeviri Thomas Erpenius tarafından 1617 yılında Leiden‛de; Üçüncü çeviri ise Thomas Obicin tarafından 1631 yılında Roma‛da yayınlanmıştır.[10]

            Yukarıda bahsedilen ve latincesi Thomas Erpenius tarafından çevrilen al-Awāmil al-mi’aal-Ğurğānī, Arapça metinle birlikte 1617 yılında Leiden‛de basılmıştır. [11]

            İkinci çeviri olan al-Muqaddima al-Āğurrūmīyaile Erpenius, „İlk defa bir Avrupalı tarafından klasik Arap dilinin yöntem bilimsel açıdan ele 

2

alınmasını göstermiştir.“ [12]Yaklaşık bir yüzyıl kadar sonra Silvestre de Sacy, bir Avrupa dilinde kendi bulunduğu zamana kadar Arabiyat üzerine en iyi Arapça dil bilgisini hazırlamıştır.[13]19. Yy.‛ı izleyen dönemlerde Arapça dilbilgisi üzerine farklı bakış açılarını yansıtan başka önemli birkaç eserden daha bahsedilebilinir. Örneğin: H. Ewald[14]tarafından Grammatica critica linguae Arabicae, K. P. Caspari (1814- 1892) tarafından ilk olarak Latince basılan ve daha sonra Almanca ve Fransızca yayınlanan metniyle ün bulanGrammatik[15]Caspari‛den esinlenerek yola çıkan Grammar of the Arabic Language‛ı (Arap dilinin grameri) yazan W. Wright[16]ve Zur Grammatik des Klassischen Arabisch(Klasik Arapça‛nın dil bilgisi üzerine)yazan Th. Nöldeke.[17]

            Aynı yüzyılın ikinci yarısında Arapça dil bilgisi üzerine örneğin; K. al-MufaṣṣalMamūd b. ‛Umar az-Zamašarī (ö., 538/ 1144)[18]tarafından, ve Ya‛īš b. ‛Alī b. Ya‛īš (643/ 1245)[19]  tarfından yorumlanan ve ayrıca Sībawaih tarafından yazılan al-Kitāb[20]gibi bazı önemli eserler ortaya çıkmıştır.

            Bir önceki yüzyılın ortalarına gelindiğinde tüm öteki alanlarda olduğu gibi dil bilgisi konusunda da eser ve yaşam öyküsü üzerine yazılan (biyografik) eserlere duyulan ve ivedilik arz eden ihtiyaçlar çoktan kendisini görünür hale getirmiştir. Yedi ciltlik Arapların Edebiyat tarihini yazan J. von Hammer-Purgstall (1850-56, bkz. GAS II, 2) bu eserinde pek çok sayıda dilbilimcilerin biyografik verilerini de konu etmiştir. G. Flügel tarafından 1862 yılında yazılan ve kendi zamanı içinde gramer üzerine oldukça yorucu bir biyografik çalışma olan Arabların gramer ekolleri adlı eseri hala günümüzde kaynakça olarak kullanılmaya ve okunmaya değerdir (bkz. GAS VIII, 3).

 

            Aynı konuları kapsayan her iki temel ciltte (1898- 1902), üç ek ciltte (1937-1942) ve ilk olarak yayınlanan yeni düzenlenmiş basımı (1943-1948) C. Brockelmann tarafından Arap Edebiyatı Tarihi adlı eseriArap filologları üzerine yazılan ve onların eserlerini içeren en son biyografik bir kaynak kitap olarak günümüze kadar gelmiştir. Sözlük ve dilbilimciler de bir başlık altında ayrım gözetmeksizin burada ele alınmıştır. O. Rescher kendi kitabının ikinci 

 

3-4

ciltinde Kısa Arap Edebiyatı Tarihi[21]adlı eserinde, İslamın doğuşundan itibaren ilk 400 yılla etkisi olan Arap filologları üzerine geniş ve oldukça faydalı bilgiler aktarmıştır.[22]

            Çağdaş ulusal Arapça dil bilgisini bir kaynak eser olarak oluşturmanın yanında, bu dönemde yapılan araştırmaları, tek tek sorular üzerine kafa yorarak dil sorunları üzerine cevaplar da aramışlardır. Arapça dil yapısı ve kurallarının ne zaman oluştuğu, Arapça dilbilgisinin Yunan ve diğer halkların dilleri olan ilişkileri ve dönemin gramer okulları arasındaki tartışmalar da ele alınmıştır.

            Arapça dil bilgisinin ne zaman başladığının soruları üzerine yapılan araştırmalarda kesin bir cevap elde edilememiştir. Arap kaynaklarının verilerine karşın, Abu l-Aswad ad-Du’alī ve öğrencilerinin Arapça dil bilgisinin oluşumu bakımından üstlendikleri roller açısından bile, alan uzmanı kişlerinin bu konu üzerine olan kuşkularını sarsmaya yetmemiştir. 

            19 Yy.‛ın sonlarına doğru gelindiğinde, Arapça dilbilgisi ve kurallarının hangi yabancı kültür odakları ile nasıl bir ilişkisi var sorusu üzerine kafa yorulmaya başlanmıştır. A. Merx, Historia artis grammaticae apud Syros[23]adlı eserinde Arapça dil bilgisinin, Yunan mantığına bağlı olarak oluştuğu görüşünü savunmaktadır.[24]Yirmi yıl sonra bu tez J. Weiss tarafında kesin bir şekilde çürütülmüştür.[25]Aynı dönemin son 10 yılıda bu konu tekrar ele alındı. M. G. Carter yeni kaynak metinlerden destek alarak yukarıda bahsedilen bağlı/bağımlı olma tezine karşı bu metinleri kullanmıştır.[26]Yine bu sorunsala karşı C. H. M. Versteegh kendisini bu konuda geniş çaplı bir araştırmya adamıştır.[27]Arapça dilbilgisinin yunan mantığından nasıl etkilendiğini, ya da dolaylı da olsa Yunan gramatiğinin genel anlamda daha anlaşılabilir hale getirebileceğini, ancak kendi bakış açısına göre, Arapça dilbilgisinin sistematik olarak yapılandırılması sürecinde, Yunan mantığınınn temel olarak bu konudaki ekisinin abartıldığını düşünmektedir.

            

 

 

5

Gramer okulları arasındaki farklılıklar üzerine yoğunlaşan G. Weil‛ın[28]bu ilk büyük ve anlamlı araştırmasıda -her bakımdan kabuledilebilir gözükmese de (bkz. s. 121.)- konuyu çok iyi ele almaktadır. Bu bilim dalının nasıl bir ilerleme kayettiği sorusunun cevabını ise, oldukça doyurucu bir biçimde cevaplamaktadır. Yine son on yılda Arap bilim insanları Weil‛ın bu konular üzerinde yaptığı çalışmaların yanında, oldukça öğretici araştırmalar yaptılar ve Arapça dilbilgisinin gelişmi konusunda çalıştılar.[29]

            Konuyu burada kapatırken söylenmesi gereken bişey var: Arap ülkelerindeki bilim insanları tarafından 50‛li yıllardan beri özgün metinlerin baskılarına duyulan ivedi talepleri öyle bir sayıya ulaştı ki, yüzyılımızın ilk yarısında kadar böyle bir durum hayal bile edilemezdi.



[1]Bu konu için bkz. H. Schipperges, Ideologie und Histographie, Wiesbaden 1961 (Sudhoffs Archiv, Beihefte 1).

[2]S. Flück, Arabische Studien30-31.

[3]Grammatica Arabica başlığı altında, a.g.y. s. 40.

[4]A.g.e., 1538 ya da 1539, Fück, s. 39

[5]S. Br. G II, 237, S II, 332; G. Troupeau içinde: EI III2, 697.

[6]S. Br. G I, 303, S I, 531; H. Fleisch içinde: EI III2, 781.

[7]S. Br. G I, 283, S I, 497; Ilse Lichtenstädter içinde: EI IV1, 1314.

[8]S. Br. G I, 287, S I, 503.

[9]S. G. Troupeau,Trois traductions latines de la,,Muqaddima" d’IbnĀgurrūm,içinde: Études d’Orientalismedédiées à la mémoire de Lévi-Provençal, Paris I, 1962, 359.

[10]A.g.e., s. 360.

[11]S. G. Troupeau, Deux traités grammaticaux arabes traduits en latin,içinde: Arabica 10/ 1963/ 225-236.

[12]Fück, a.g.y. s. 64.

[13]Grammaire arabe à l’usage des élèves de l’Ecole spéciale des langues orientales vivantes. . . Paris 1810, 2. Ed. 1831, bkz. Fück, a.g.y. s. 144.

[14]cilt, Leipzig 1831-1833, bkz. Fück, a.g.y. s. 167.

[15]Fück, a.g.y. s. 199-200.

[16]İki ciltLondra 1859-1862 ve diğer basımları,a.g.e. s. 206.

[17]Viyana 1896, bkz. Fück, a.g.y. s. 219.

[18]Nşr. J. B. Broch, Christiania 1859, 1879.

[19]Nşr. G. Jahniki ciltLeipzig 1882, 1886.

[20]Nşr. H. Derenbourgiki ciltParis 1881-1889.

[21]Stuttgart, 1933.

[22]S. 116-224. 

[23]Ed. Leipzig, 1889, bir sonraki basım Nendeln 1966.

[24]S.C.H.M. Versteegh (bkz. n. 4) s. 8-9.

[25]Ulusal Arapça Dilbilgisi ve Latinler içinde: ZDMG 64/ 1910/ 349- 390, bkz., Versteegh, s.12.

[26]Les origines de la grammaire arabeiçinde: REI 40/1972/69-97, bkz. v.d.,A. Schall, Ulusal gramerin yansıması olarak Arap diliiçinde: al- Lisān alʾarabī 10,1/1973/ europ. kısım bkz. 1-6, Arab. çeviri. I. al-Ḫaṭṭābī, a.g.e., Arab. kısım s. 75-81; M. S. Belguedj, La démarche des premiers grammairiens arabes dans la domaine de la syntaxeiçinde: Arabica 20/1973/168-185, Arab. çeviri, Y. abbī içinde: Bain an-nahrain 4/1976/111-124. Bkz.  v. d. s. 239.

[27]Greek Elementsin Arabic Linguistic Thinking,Leiden 1977.

[28]Abu 1-Barakāt Ibn al-AnbārīDie grammatischen Streitfragen der Basrer und Kufer, Leiden 1913.

[29]Z. B. M. al-Mazūmī, Madrasat al-Kūfa wa-manhağuhā fī dirāsat al-luġa wa-n-naḥw, 2. Bas. Kahire 1958; Šaif, al-Madāris an-naḥwīya,Kahire 1968; M. al-Mubārak, an-Naḥw al-‛arabī, al-‛illa an-naḥwīyanaš’atuhā wa-taauwuruhā, Beyrut, 3. Bas. 1974; Y. A. al-Muṭṭauwi‛, Ğuhūd ulamā’an-naḥw fi l-qarn aṯ-ṯāliṯal-hiğrī,Kuveyt 1976; A. N. al-Ğanābī, ad-Dirāsāt al-luġawīya wa-n-naḥwīya fi Mimunnaš’atihā ḥattā nihāyat al-qarn ar-rābi‛al-hiğrī,Kahire 1977; A. Šalabīar-Riwāya wa-l-qiyās bain al-qurrā’wa-n-nuḥātiçinde: al-Baḥṯal-‛ilmī (Mekke) 2/1979/85-110. bkz. diğer ilveler içins. 239.