Demokrasi ve Grinin Elli Tonu


Çetiner M.

Hukuka Felsefi ve Sosyolojik Bakışlar Sempozyumu, İstanbul, Türkiye, 7 - 09 Eylül 2022, ss.38-39

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.38-39
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Demokrasi ve Grinin Elli Tonu

Araş. Gör. Miran ÇETİNER

Demokrasi kavramı, kendisiyle üretilen tamlamaların çokluğu dolayısıyla bir miktar muğlaklaşmış olsa da hemen herkes demokrasiyle yönetilmenin seçimlerin demokratik olmasından ibaret olmadığını söyleyebilir. Hatta bu eksik kavrayışı işaret etmek için geliştirilmiş -seçimsel demokrasi- tamlamalar da mevcuttur. Demokrasi bir yönetim şekli olarak dar ve eksik anlamıyla, halkın seçimle iktidara gelip-gitmesine işaret ederken, geniş ve ideal anlamıyla ise iktidara gelirken olduğu gibi iktidardayken de demokratik olabilmeye, demokrasiyle yönetebilmeye karşılık gelmektedir. Bu ideal anlamıyla demokrasiyle yönetilmekten ne anlaşılacağı çok tartışmalı olduğu, ayrıca uzun erimli bir odaklanmayı gerektireceği için bu tebliğde ikna edici bir tarif yer almayacaktır. Ancak bu hususta geliştirilmiş sayısız tamlamanın genelde iki eksen üzerinde incelenebileceği söylenebilir. Bunlardan birinci ekseni, halkın iradesinin yansıtılmasını kuvvetlendirmeye odaklanan yaklaşımlar oluştururken, ikinci eksende, oluşan bu iradenin sınırlandırılmasına odaklanıldığı şeklinde bir ayrım yapılabilir.

Demokratik iradeyi oluşturur oluşturmaz sınırlandırmaya çalışmamızın bir sebebi vardır. Günümüzde demokratik yöntemin en önemli aracı olarak görülen seçim fenomeninin, ihtimalleri ve dolayısıyla temsilci çokluğunu azaltmaya iten, yaygın tabirle kutuplaştırıcı bir doğası vardır. Seçme işinin doğasının yanında bir de insan doğasının sınırlı rasyonelliği ve karar alma sürecinde harcanan eforu azaltma eğilimi içinde oluşunu yani kategorize ederek veleyerek düşünmek zorunda olduğunu kabul edersek, demokratik bir seçimle iktidar olmanın kolay, bu iktidarı demokratik şekilde sürdürmenin zor olduğu ortaya çıkacaktır. Zira, demokratik şekilde yönetmek, tıpkı düşünmekte olduğu gibi seçilmeyen diğer seçeneklerin de muteber olduğunu ve iktidar olma ihtimallerini akılda tutmayı gerektirir. Düşünceyi olgunlaştıran bu temkinlilik, diğer ihtimallerin de makul olduğunu unutmama zorluğu, siyasal yönetimi ilgilendiren demokrasi literatüründe çoğulculuk olarak karşımıza çıkar.

Alternatif görüşlerin varlıklarını sürdürebildiği çoğulcu bir barış ortamını sağlamayı içeren demokratik yönetim idealinin zorluğu, bu idealden vazgeçilip demokrasinin en dar anlamıyla seçimle yetinme eğilimini arttırmaktadır. Demokrasinin seçime indirgenmesi yüzeysel yaklaşımı dolayısıyla aşırı yük taşıması beklenen seçim, bir mücadeleye; taraflar ittifaklara, çoğunluk olmak bir zafere, bu zafer de sandığın muarızını kahretme kudretinde bir silaha dönüşmesine sebep olmaktadır. Aşırı silahlanmanın getirdiği denge ve ateşkes haline barış denemeyeceği açıktır. Bu haldeki demokrasi, değer çokluğuna ve toplumsal barışa değil savaşı erteletmesiyle kazandırdığı sürede ancak safların sıklaştırılmasına hizmet edecektir.

Bu tebliğde demokrasinin, anayasal zorunluluklarla sağlanamayacak özel bir kültürel ortam işi olduğu ve bu ortamın tesis imkanının siyasal elit-kitle ilişkisinde değil, bir toplum oluşturacak çeşitlilikteki üyelerin, grinin farklı tonlarından yapacakları katkılara muhtaç bulunduğu fikri üzerinde durulacaktır.

Anahtar Kelimeler: Grilik, Demokrasi Kültürü, Seçimsel Demokrasi, Sandık Barışı, Müzakereci Demokrasi.