İstanbul Tıp Fakültesi Geleneksel İç Hastalıkları Günleri İnteraktif Güncelleştirme 2022, Sakarya, Türkiye, 23 - 27 Mart 2022, ss.86
Giriş: İdiyopatik trombositopenik purpura (İTP) genellikle kanama ile prezente olan, otoimmün mekanizmalar ile trombosit yıkımının artış gösterdiği bir hastalıktır. Hastalığın kesin klinik veya
laboratuvar bulgusu olmayıp trombositopeni yapan diğer nedenlerin dışlanması ile tanı konulur.
İTP hastalarında kanama tablosu hafif seyirli cilt ve mukoza kanamalarından hayatı tehdit eden organ kanamalarına kadar değişiklik gösterebilir.
Burada, bilinen İTP tanısı olup, üst GİS kanama ile başvurusunda
non-Hodgkin lenfoma(NHL) tanısı konulan bir vaka sunulmuştur.
Olgu Sunumu: 45 yaşında olan erkek hastaya 1 yıl önce ciltte
yaygın peteşiyal döküntüleri olması üzerine yapılan tetkikler sonucu İTP tanısı konulmuş, eltrombopag kullanmaktaydı.
Yeni başlayan halsizlik, solukluk şikayetiyle gelen hastanın fizik
muayenesinde normotansif, cilt soluk; peteşi, purpura, ekimoz
yok, ağız içinde kanama yok, hepatosplenomegali palpe edilmedi, traube açık, rektal tuşe melena ile uyumlu siyah cıvık gaita bulaşıydı. Tetkiklerinde lökosit: 9600 10³/μl, hemoglobin: 8.4 g/dL,
MCV: 70 fL, trombosit: 42.000 10³/μl, INR: 1, fibrinojen: 330 mg/
dL, kreatin: 1.2mg/dL, LDH: 236U/L, ferritin: 4.2 ng/mL, demir:
18µg/dL, transferin saturasyonu: %3’tü. Transaminaz, bilirubin,
elektrolitler, idrar tahlili normaldi. Periferik yaymasında 30-40
binle uyumlu trombosit kümeleri ve hipokrom mikrositer eritrositler görüldü. Atipik hücre, şistosit görülmedi. Hastanın gastroskopisinde mide bulbus ve duodenum 2.kıtada noktasal peteşiler,
mukozal sızıntı kanamaları görüldü. Hastaya uygun dozda IVIG
replasmanı uygulandı. Trombosit değerleri 100.000 10³/μl‘in üzerine çıkan hastanın hemoglobin düşüşünün devam etmesi üzerine
başka bir kanama odağı olabileceği şüphesiyle tekrar endoskopik
inceleme yapılarak duodenum 2. kıta distalini görmek hedeflendi.
Bulbus ve duodenum 2. kıta ödemli izlendi, duodenum 3. kıtada
lümeni çepeçevre sarıp daraltan üzeri eritemli, biyopsi pensiyle
sert palpe edilen lezyon izlendi. Batın BT’sinde proksimal jejunal
ansların 6 cm’lik segmentinde lümeni daraltan asimetrik duvar
kalınlık artışı ve lezyon çevresinde patolojik görünümlü lenf nodları izlendi. Duodenum biyopsisinde CD5 (+) B hücre fenotipli
atipik lenfoid infiltrasyon görüldü. Ön planda mantle hücreli lenfoma ve kronik lenfositik lösemi/küçük lenfositik lenfoma lehine
değerlendirildi.
Sonuç ve Tartışma: Lenfoma, B semptomları ve hızla büyüyen
kitle ile agresif seyir gösterebileceği gibi indolen yavaş bir seyir ile
yıllar içerisinde de semptomatik hale gelebilir. NHL’larda ekstranodal tutulumun en sık görüldüğü dokular gastrointestinal kanal,
dalak, waldeyer halkası, sinir sistemi ve cilttir. Öte yandan İTP bir dışlama tanısı olup trombositopeni yapacak diğer tüm sebeplerin
ekarte edilmiş olması gerekir.
Vakanın dilemması ise: Hasta geçtiğimiz bir yıllık süreçte
İTP nedeniyle tedavi alırken sadece trombositopeni ile prezente olmuş yavaş seyirli bir lenfoma ile karşı karşıya mıydı? Yoksa
İTP tanılı hasta kanamalı bir lezyonla prezente olan yeni tanı bir
non-Hodgkin lenfoma mıydı?