100. Yılında İstanbul'un İşgal Günleri, Nur Bilge Criss, Editör, İstanbul Büyüksehir Belediyesi Kültür A.S., İstanbul, ss.103-154, 2020
İtilaf Devletleri, Mondros Mütarekesi’nin ardından Boğazlardaki istihkâmları işgal altına alma ve mütareke hükümlerini uygulama gerekçesiyle geldikleri İstanbul’u 13 Kasım 1918 tarihinde fiilen işgal altına aldılar. Mütarekeye aykırı olduğu halde İtilaf Devletlerinin önde gelen üç devleti; İngiltere, Fransa ve İtalya Yüksek Komiserleri tarafından kurulan İstanbul İşgal Yönetimi aracılığıyla baskı altına alınan Osmanlı hükûmeti ve kurumlarının yetkileri sınırlandırıldı İşgal Yönetimi tarafından teşkil edilen müttefikler arası kuruluşlar, İstanbul’da merkezi ve yerel yönetimin yürütmesi gereken temel görevleri” fiilen üstlendiler. Padişah ve Osmanlı hükûmeti ancak İstanbul İşgal Yönetimi’nin izin verdiği çerçevede yetkilerini kullanabildi.
İstanbul’un resmen işgal altına alındığı 16 Mart 1920 tarihinden itibaren İstanbul İşgal Yönetimi’nin baskı ve müdahaleleri daha da arttı. Osmanlı Harbiye ve Bahriye nezaretleri doğrudan denetim altına alınırken Osmanlı hükûmetinin yetkileri asgari seviyeye indirildi. Türk halkını ümitsizliğe düşüren bu karanlık tablo Mustafa Kemal Paşa komutasındaki TBMM kuvvetlerinin Anadolu’da elde ettiği başarılarla birlikte değişmeye başladı. Anadolu’da otoritesi kuran TBMM, Çanakkale Krizi adı verilen psikolojik harp sonucunda Mudanya Mütarekesi ve Lozan Antlaşması’nı imzalattırdığı İtilaf Devletlerinden 6 Ekim 1923 tarihinde İstanbul’u geri almayı başardı.