Ulusal HematoOnkoGenetik Kongresi, Gazimagusa, Kıbrıs (Kktc), 4 - 07 Mayıs 2023, ss.108
Giriş: Ghosal hematodiafizyel displazi (GHDD), steroide duyarlı anemi ve uzun kemiklerde
diyafizyel tutulumun belirgin olduğu artmış kemik dansitesi ile karakterize otozomal resesif
kalıtılan nadir bir sendromdur. Literatürde ilk kez Ghosal ve arkadaşları tarafından 1988 yılında
belirgin anemi ve radyografik olarak uzun kemik kalınlaşması ile metafiz ve diyafiz displazisi
olan beş çocukta tanımlanmıştır. Araşidonik asit kaskadındaki Tromboksan A2 yapımından
sorumlu TBXAS1 genindeki biallelik varyantlar ile ilişkilendirilmiştir. Şimdiye kadar bildirilen
olguların çoğu Hindistan ve Orta Doğu’dan olup, bu durum ortak gen havuzu ile açıklanabilir.
Bildirimizde GHDD tanısı alan olgumuzun klinik ve moleküler bulgularının nadir bir kemik
iliği yetersizliğine dikkat çekmek için sunulması amaçlanmıştır. Olgu: Sekiz yaş kız olgu
Myelodisplastik Sendrom (MDS) ön tanısı ile tarafımıza yönlendirildi. Pansitopeni nedeniyle
yapılan kemik iliği aspirasyonunda kuru kemik iliği (dry tap) ve daha sonrasında kemik iliği
aspirasyon patolojisinde normoselüler, hiperfibrotik kemik iliği, megakaryositer seride displazi,
eritroid seride diskaryotik değişiklikler, dishematopoez bulguları ile hiperfibrotik kemik iliği
saptanmış olduğu öğrenildi. Hemoglobin elektroforezi, DEB testi, EKO ve batın USG tetkikleri
normal olan olgunun enfeksiyon dönemlerinde eritrosit transfüzyon ihtiyacı öyküsü mevcuttu.
Olgumuzun incelenen iskelet grafilerinde yaygın hafif skleroz ve hafif diafizyel genişleme
olduğu görüldü. Bu açıdan değerlendirilen olguya yapılan klinik ekzom analizinde TBXAS1
geninde (NM_001061.7) daha önce tanımlanmamış c.1435T>C/(p.(Cys479Arg) varyantı
homozigot formda saptandı. Klinik bulguları TBXAS1 geni ilişkili GHDD ile uyumlu bulunan
olgumuzdaki varyantın doğrulanması ve ailesindeki segregasyonu Sanger dizi analizi ile
yapıldı. Bu incelemede varyant olgumuzda homozigot, anne, baba ile sağlıklı kardeşinde
heterozigot olarak saptandı. Sonuç: GHDD olguları, hafif miyelofitizik anemiden, eritrosit
transfüzyonu gerektiren şiddetli pansitopeniye kadar değişen bozulmuş hematopoez ile
başvururlar. Bildirilen olguların çoğunun Hindistan ve Orta Doğu’dan olması nedeniyle
coğrafyamızda defektif hematopoez olan ve MDS düşünülen olgularda ayrıcı tanıda
düşünülmesi gerekir. Uzun kemik kalınlaşması ile metafiz ve diyafiz displazisi açısından bu
olgularda grafilerin değerlendirilmesi kıymetlidir. Olgumuzun klinik bulguları ve TBXAS1’de
gösterilen novel varyantın hastalığın kalıtım kalıbı ile uyumlu formda olması GHDD genotip
bilgisine katkı sağladığını düşündürdü.