Southern Clinics of Istanbul Eurasia, vol.3, no.31, pp.1-6, 2020 (Peer-Reviewed Journal)
Objective: The problem of the connection between theoretical knowledge and practical
knowledge leads to the inadequate training of physicians that results in inaccurate prescriptions. Case-based learning (CBL) is a universal paradigm often used within the medical curriculum, and it encourages self-assessment while enabling the learner to generate analytical
and diagnostic solutions to a real scenario. However, its applications are limited and more
research is needed to test its compatibility with students with different learning styles.
Methods: CBL-based pharmacology courses have been integrated into the 3rd year curriculum of Bahcesehir University Faculty of Medicine. A 15-question questionnaire was filled
out by 67 students who were informed in advance to evaluate the CBL-based lessons. In
addition, 37 of the participants were asked to complete an approved VARK questionnaire. In
this way, traditional education systems were evaluated in terms of learning styles with CBL.
Results: According to the majority of the students participating in the study, CBL is a very
useful learning method compared to traditional learning methods by making it easier to
direct real life cases. In addition, no significant difference was found between the answers
of students with various preferences, such as multi-modal or single-modal learning styles, in
terms of the evaluation of CBL.
Conclusion: The students’ survey results showed that the CBL-based curriculum was a
useful motivating method. This study shows that CBL is a teaching system that can be
adapted to each type of student regardless of the learning style and it is a learning method
that can be applied in other fields besides Clinical Pharmacology.
Amaç: Teorik bilgi ile pratik bilgi arasındaki bağlantı sorunu, doktorların yetersiz eğitim almasına ve isabetsiz reçetelendirmelerin yapılmasına
sebep vermektedir. Vaka temelli öğrenim (VKÖ) genellikle medikal müfredat içerisinde kullanılan evrensel bir paradigmadır ve öğrenen kişiye
gerçek bir senaryoya analitik ve tanısal çözümler ürettirirken, öz değerlendirmeye de teşvik eder. Buna karşın, uygulamaları sınırlıdır ve farklı
öğrenim stiline sahip öğrencilere uyumluluğunun testi için daha fazla araştırma gerekmektedir.
Gereç ve Yöntem: VKÖ-bazlı farmakoloji dersleri, Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesinin 3. sene müfredatına entegre edilmiştir. VKÖbazlı derslerin değerlendirilmesi adına 15 soruluk bir anket, önceden bilgilendirilen 67 öğrenci tarafından doldurulmuştur. Buna ek olarak,
katılımcılardan 37’sinden onaylı bir VARK anketini doldurması istenmiştir. Bu sayede VKÖ ile geleneksel öğrenim sitemleri öğrenim stilleri
açısından değerlendirilmiştir.
Bulgular: VKÖ, çalışmaya katılan öğrencilerin büyük çoğunluğuna göre gerçek hayattaki vakaların yönlendirilmesini kolaylaştırarak geleneksel öğrenme yöntemlerine kıyasla oldukça faydalı bir öğrenim yöntemidir. Ayrıca, çok modüllü veya tek modüllü öğrenim stilleri giib çeşitli
tercihlere sahip öğrencilerin cevapları arasında VKÖ değerlendirilmesi açısından anlamlı bir fark görülmemiştir.
Sonuç: Öğrencilerin anket sonuçları, VKÖ-bazlı müfredatın motive edici yararlı bir yöntem olduğunu göstermiştir. Bu çalışma, VKÖ’nün
öğrenme stiline bağımsız şekilde her öğrenci tipine uyarlanabilir bir öğretim sistemi olduğunu ve Klinik Farmakolojinin yanı sıra diğer alanlarda
uygulanabilir bir öğrenme yöntemi olduğunu göstermektedir.
Anahtar Sözcükler: Eğitim; farmakoloji; probleme dayalı öğrenme; vaka temelli öğrenme; VARK yöntemleri.