Uluslararası Jeomorfoloji Sempozyumu, Antalya, Türkiye, 17 - 18 Ekim 2024, ss.28-30
Kuvaterner’deki Pleistosen buzullaşmalarının en şiddetli evresi olan Son Buzul Çağı Maksimumu (SBM), günümüzden yaklaşık 20-22 bin yıl önce yaşanmış ve Dünya’nın büyük bir bölümü buzullarla kaplanmıştır. Bu buzulların bir kısmı dağların korunaklı yerlerinde hızlı bir erime sürecinde olmasına rağmen günümüze kadar kalabilmiştir. Günümüzde bu buzullar çok geniş alanları işgal etmese de son buzul devresine ait buzulların oluşturduğu yer şekilleri, Dünya’nın birçok noktasında olduğu gibi ülkemizde de tazeliğini büyük ölçüde korumuştur. Bu durum, Türkiye'nin kuzeydoğusunda yer alan dağlık bölgelerde belirgin bir şekilde gözlemlenmektedir. Türkiye'nin kuzeydoğusunda, batıda Giresun Karagöl Dağı'ndan (3107 m) doğuda Artvin'in Şavşat ilçesindeki Göze Dağı'na (3167 m) kadar uzanan dağlar, birçok sirk, sirk gölleri, tekne vadiler ve asılı vadiler gibi buzul morfolojisine ait çeşitli izler barındırmaktadır. Günümüzde etkisi artan iklim değişikliğinin nedenlerini araştırmada güncel ve eski buzulların oluşturduğu bu yer şekilleri, eşsiz bir veri kaynağı niteliğindedir. Bu kapsamda, Türkiye’nin kuzeydoğusundaki tüm buzullaşmış dağlara 3B buzul modellemesi uygulanarak; paleobuzulların kapsam, boyut, kalınlık ve yüzey alanlarının yeniden oluşturulması amaçlanmıştır. Paleoiklim ve çevresel koşullar hakkında çıkarım yapabilmek amacıyla PalaeoIce modeli Türkiye’nin kuzeydoğusunda uygulanmıştır. Modellerin yanı sıra, sirklere ait Python kodlu araçlar yardımıyla sirk morfometrisi de gerçekleştirilmiştir. ACME2 (Automated Cirque Metric Extraction) kullanılarak sirklerin uzunlukları, genişlikleri, eşikleri, tabanları ve sınırları çıkarılmış ve 49 adet morfometrik analiz gerçekleştirilmiştir. Gerçekleştirilen analizlerin ilk sonuçlarına göre, Kuzey Anadolu Dağları'ndaki önemli buzullaşma alanlarından biri olan Kaçkar ünitesinde yer alan buzul vadilerinin Son Buzul Maksimumuna ait rekonstrüksiyon sonuçları Ceymakcur Vadisi'nde maksimum buzul kalınlığının 338.18 m, ortalama kalınlığının 96.3 m, buzul hacminin 0.860 km³ ve buzullaşma alanının 8.94 km² olduğunu göstermiştir. Bu vadiden sonra, buzullaşma şiddeti bakımından Hastaf Vadisi'ne PalaeoIce modeli uygulanmış ve 215 m maksimum kalınlık, 71.3 m ortalama kalınlık, 0.97 km³ buzul hacmi ve 13.6 km² buzullaşma alanı tespit edilmiştir. Kavron Vadisi'nde ise 186.3 m maksimum kalınlık, 63.9 m ortalama kalınlık, 1.13 km³ buzul hacmi ve 17.70 km² buzullaşma alanı belirlenmiştir. Dübe buzul vadisinde de maksimum kalınlık 147 m, ortalama kalınlık 50.3 m, 0.309 km³ buzul hacmi ve 6.16 km² buzullaşma alanı olarak hesaplanmıştır. Çalışma alanı içerisinde en geniş buzullaşma alanı, 36.7 km² ile Verçenik Dağı'nda tespit edilmiştir. Aynı zamanda paleobuzul hacmi bakımından da Verçenik Dağı'ndaki buzullar öne çıkmaktadır. Bu dağda, paleobuzullar oldukça alçak seviyelere kadar inmiştir. Verçenik Dağı'nda buzulların kaynaklandığı sirklerin yükseltileri 3340 m olup, buzul dilinin son bulduğu yükselti 1907 m olarak belirlenmiştir. Cimil ve Çermik Vadilerinin birleşimiyle oluşan Verçenik Vadisi'nde yer alan paleobuzul vadisinin uzunluğu yaklaşık 12 km olarak hesaplanmıştır. Bu vadiyi, yaklaşık olarak sırasıyla 10 km ile Kavron Vadisi ve 8 km ile Hastaf Vadisi takip etmektedir. Buzul dinamiğini anlamak ve buz akışını yöneten kuvvetler ile mekanik özellikler hakkında bilgi sahibi olmak amacıyla hesaplanan kayma gerilimi değerleri, buzul kalınlıkları ile orantılı olarak artış göstermiştir. Ceymakcur Vadisi'nde buzulların maksimum kalınlığa eriştiği yüzeylerde 199 kPa değerleri ölçülürken, buzullaşmanın daha düşük kalınlık değeriyle temsil edildiği Dübe buzul vadisinde, maksimum kalınlığa karşılık gelen yüzeylerde 51 kPa değerleri ölçülmüştür.