Kardiyak Anomalili Fetüslerde Kromozomal Mikrodizin Analizinin Tanıdaki Etkinliği: Kohort Araştırması


ŞENTÜRK H., SELÇUK B. Ş., SARAÇ SİVRİKOZ T., KALAYCI T., ÖMEROĞLU R. N., BULUT G., ...Daha Fazla

Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi, cilt.43, sa.3, ss.302-313, 2023 (Scopus) identifier

  • Yayın Türü: Makale / Tam Makale
  • Cilt numarası: 43 Sayı: 3
  • Basım Tarihi: 2023
  • Doi Numarası: 10.5336/medsci.2022-94687
  • Dergi Adı: Türkiye Klinikleri Tıp Bilimleri Dergisi
  • Derginin Tarandığı İndeksler: Scopus, CAB Abstracts, CINAHL, Veterinary Science Database
  • Sayfa Sayıları: ss.302-313
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

ÖZET

Amaç: Bu çalışmada, fetal olgularda konjenital kalp anomalileri (KKA) sıklığı, malformasyonun tipi/dağılımı ve sitogenetik ve moleküler sitogenetik tanı yöntemlerinin KKA’nın prenatal tanısındaki etkinliğinin araştırılması amaçlandı.

Gereç ve Yöntemler: 2014-2021 yılları arasında, fetal ultrasonografide (USG) çeşitli patolojiler sebebiyle karyotip analizi, 22q11.2 delesyon sendromuna özgü prob kullanılarak (N25/D22S75, ARSA, Aquarius-Cytocell) floresan in-situ hibridizasyon [fluorescence in-situ hybridization (FISH)] incelemesi ve kromozomal mikrodizin (KMD) çalışması yapılan 951 fetal olgu arasında KKA saptanan 192’si bu çalışmada değerlendirildi. Olguların fetal hücrelerinden genomik DNA izolasyonu kit protokolüne göre (MagNA Pure LC DNA İzolasyon Kiti I) yapılarak KMD (180K, Agilent SurePrint G3 Hmn CGH+SNP) uygulandı. Bulgular: KKA’lı 192 fetal olgunun soy geçmişlerinde, kardiyak anomaliler için gebelik öyküsü veya 1. derece akrabalarında benzer patolojik bulguların varlığı %9,9 oranında saptandı. KKA’lı olguların 23’üne konvansiyonel sitogenetik ve moleküler sitogenetik yöntemleriyle tanı konuldu (23/192, %12). Olguların 11’i karyotip ve KMD (11/23, %47,8), 3 olguda (3/23, %13) FISH incelemesi, 9 olguda ise (9/23, %39,1) KMD analizi ile anomali saptandı. Genetik tanı alan olgular, birden fazla kardiyak anomali (kompleks) ve/veya diğer organ tutulumlarına sahipti. Bu teknikler ile herhangi bir patoloji saptanmayan 169 olgunun 21’inde (%12,4) USG’de tek bir kardiyak anomali (izole) saptanırken, kompleks kardiyak anomalisi olan olgu sayısı 44 (%26) idi. Yüz dört olguda ise (%61,5), kardiyak anomalinin yanı sıra minör/majör multisistemik tutulumlar mevcuttu.

Sonuç: KKA’lı olguların erken prenatal tanısı, gebelik sürecinin yönetimi ve genetik danışmada önem taşımaktadır. Bu çalışmada, fetal USG’de KKA saptanan olgularda (izole, kompleks, multisistemik tutulumlu) genetik etiyolojisinin aydınlatılmasına diğer sitogenetik teknikleri ile birlikte KMD analizinin katkısı %12 olarak bulundu. USG’de izole kardiyak bulgu olsa dahi tüm KKA’lı olgulara KMD analizi önerilebilir.