Kırsal Kalkınma Sempozyumu, Ankara, Türkiye, 14 - 17 Aralık 2021, cilt.1, sa.1, ss.1-35
• İklim
krizi, temelde, insan faaliyetleri nedeniyle ekolojik zincirinin koparılması
sonucu oluşmuştur.
• Tarım
Devrimi ile birlikte topraklar işlendi; topraktaki karbon salındı; tarım
için ormanlar talan edildi; ağaçlardaki karbon salındı…
• Sanayi
Devrimi ile birlikte buhar gücü devreye girdi; buhar için yine ormanlar,
yeraltı ve yerüstü kaynaklar talan edildi; fosil yakıtlar (petrol, kömür,
doğalgaz) devreye girdi.
• Ekonomik
başarının üretim-büyüme ve tüketim artışında arandığı; nüfus artışı ile
birlikte kaynaklar üzerindeki baskının sürekli arttığı, doğanın hiçe sayıldığı doğrusal
ekonomik yapı, Sanayi Dönemi’nden itibaren gücünü sürekli pekiştirdi.
• Çevrenin;
havanın, suyun, toprağın kirlenmesi; sera gazları salımı ile iklim krizine
giden yolların taşlarının döşenmesi; ekolojik denge, doğanın bütüncül sağlığı
ve biyoçeşitlilik kaybının sonuçları görmezden gelindi.
• Fosil
yakıtlara dayalı insan faaliyetlerinin en görünür etkileri sıklığı ve şiddeti
artan aşırı sıcaklıklar ve kuraklık; fırtına ve seller benzeri aşırı hava
olayları olmuş; bu felaket tablosu ise son 50 yılda:
• 11
binden fazla doğal afet ve bu afetler sonucunda;
• 2
milyon kişinin yaşamını yitirmesine,
• Ve
3.6 trilyon dolarlık bir ekonomik kayıp oluşmasına neden olmuştur.
• 2020’de
94 farklı ülkeden 25 milyon kişi iklim göçünün parçası oldu.
Doğanın kirletilmesinin ekonomik boyutu ve insan sağlığı
gibi ikincil etkileri bir yana; iklim krizi biyoçeşitlilik kaybı ve pandemiye
yol açtı.