SARKOPENİK OBEZİTENİN FONKSİYONELLİK İLE İLİŞKİSİ İÇİN İDEAL OBEZİTE TANIMININ ARAŞTIRILMASI


Creative Commons License

Çatıkkaş N. M., Kılıç C., Özer Aydın Ç., Karan M. A., Bahat-Öztürk G.

24. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya, Türkiye, 19 - 23 Ekim 2022, ss.59

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.59
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Hem sarkopenik obezite (SO)’nin obezite bileşeninin tanımı hem de SO ile fonksiyonellik arasındaki ilişki bakımından literatürde bir boşluk bulunmaktadır. Sarkopenik obezitenin fonksiyonellik ile ilişkisi için ideal obezite tanımını araştırmayı amaçladık.
Materyal-Metod: Bu retrospektif kesitsel çalışmaya 2013-2021 yılları arasında, toplumda yaşayan >60 yaş bireyleri dahil ettik. Yaş, cinsiyet, hastalık ile ilaç sayısını kaydettik ve beslenme durumunu mini nütrisyonel değerlendirme-kısa form ile değerlendirdik. El kavrama kuvvetini Jamar dinamometresi ile ölçtük ve sarkopeni bileşenini düşük kas kuvveti (muhtemel sarkopeni) olarak tanımladık. Obezite üç farklı yöntemle belirlendi: vücut kitle indeksi (VKİ), biyoimpedans analizi ile tahmin edilen yağ yüzdesi ve bel çevresi. Fonksiyonellik, Katz günlük yaşam aktiviteleri (GYA) ve Lawton Brody aletli GYA (AGYA) ölçekleri ile değerlendirildi. SO ile fonksiyonellik arasındaki ilişkiyi belirlemek için yaş, cinsiyet ve beslenme durumuna göre düzeltilmiş çok değişkenli analizler uyguladık.
Bulgular: 1390 katılımcı [ortalama yaş:73,7±6,8 (aralık:60-98), %68,8 kadın] dahil ettik. VKİ, yağ yüzdesi ve bel çevresi yöntemlerine göre SO (muhtemel) prevalansları sırasıyla %12,4, %11,7 ve %19 idi. Tüm muhtemel SO tanımları için, bozulmuş GYA "tek başına sarkopenik" ve "muhtemel SO" fenotiplerinde, referans standart olan "non-sarkopenik non-obez" fenotipe kıyasla daha yaygındı (tümü için p<0,01). Bozulmuş AGYA “non-sarkopenik non-obez” ve “tek başına obez” fenotipleriyle karşılaştırıldığında “tek başına sarkopenik” ve “muhtemel SO” fenotiplerinde daha yaygındı (tümü için p<0,001) “Muhtemel SO” fenotipi bozulmuş GYA ve AGYA ile bağımsız olarak ilişkiliydi ve çok değişkenli analizlerde "non-sarkopenik non-obez" fenotip ile karşılaştırıldığında, VKİ, yağ yüzdesi ve bel çevresi yöntemlerine göre sırasıyla bozulmuş GYA için 2,9, 2,2 ve 2,8 ve bozulmuş AGYA için 4,6, 3,3 ve 3,8 kat en yüksek risk oranına sahipti.
Sonuç: Çalışmamızda, yaşlı bireylerde sarkopeni varlığının obezitenin fonksiyonellik üzerine olan yararlı etkilerini yok ettiği gösterilmiştir. Bu çalışma, obezite değerlendirilirken sarkopeninin aranması gereken önemli bir bileşen ve belirleyici olması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, SO’nun obezite bileşeni için yağ yüzdesi yönteminden daha pratik olan VKİ ve bel çevresi yöntemlerinin SO'nun fonksiyonellik ile ilişkisini değerlendirirken öne çıktığı gösterilmiştir.
Anahtar kelimeler: fonksiyonellik, obezite, ilişki, sarkopenik obezite