"Unutulmuş Aryalar" (Şiirler) - Yazar: Volkan Hacıoğlu • Müziğin evrensel sesinden esinlenen bir eser olan Unutulmuş Aryalar, “Bir Doğum Günü İçin Prelüd,” “Uzak Bir Bahar Senfonisi,” “Telleri Kopuk Arp” ve “Molière’in Rüyası” başlıklarını taşıyan dört bölümden oluşuyor. Kitabın ön kapağında İngiliz ressam Georg Frederic Watts’ın 1886 tarihli “Umut” adlı resmi yer alıyor. Watts’ın dünya üzerinde oturan ve tek teli kalmış bir liri çalan gözü bağlı bir kadın figürünü ifade eden bu tablosu, Estetik Hareket’e etki ederek geleneksel anlayıştan radikal bir kopuşu simgelemesiyle Sembolizm’in izlerini taşıyor. Unutulmuş Aryalar'daki şiirlerin arka plânında bu estetik hareketin ve sembolizmin etkilerini görmek mümkün. Modern şiirin imgesel ve sözdizimsel yapısını farklı sanatsal disiplinlerle ve olanaklarla birleştiren “mısra estetiği,” eserin bütününe yayılmış durumda. Müziğin transandantal gücü evrensel olanın kapısını aralarken sözün dramatik tekniklerle zenginleşerek disiplinlerarası alanlarda yarattığı yankı, gerçekliğin parçalandığı post-hakikat çağında şiirde dönüşümü işaret eden, lirik olduğu kadar dinamik bir poetikanın habercisi oluyor. ➤ ❝Volkan Hacıoğlu'nun 2019 Artshop yayını “Unutulmuş Aryalar” kitabı insanı geçmişlere götürdü. Babası bir dönemin şiirde önemli ismi Muammer Hacıoğlu'dan aldığı yazınsal kalıtı devralmanın coşkusu içerisinde hareket dolu bir genç. 1977'de doğmasına karşın, iktisat okumaktan başka New York eyalet üniversitesinde doktora yapıp, İktisat Doktoru unvanı ile koşturduğu yıllar. Şiirle ilgili uluslararası ödüller. Çıkardığı kitaplar ve ötesinde İstanbul Şiir festivali kapsamında düzenleme kurulunda görev almalar. Faal ve çok yönlü bir kimlik V. Hacıoğlu. Çalışkan, üretken. “Unutulmuş Aryalar” kitabında senfonik bir şiire çalışır gibi. Dopdolu dağarcığının yarattığı esin çıkışları onu senfonik tınılara, prelüdlere ulaştırıyor. Şiirde müzik kalıpları kadar Anayurt otelinden, Titanik, Keats, Rimbaud, Brüksel'de Belçika Devrimi vb. sahneler uçuşuyor. Kitaba sığan bu çok renklilik biraz da V. Hacıoğlu'nun aktif dünyasının ses vermeleri arasında. V. Hacıoğlu ses vermek istiyor dünyaya. Çığlık bırakmak ister gibi, babasına benziyor bu konuda. S. Dali'den Lâleli'ye geçiş yapan bir engin dünya koşuya başlıyor önünde, hangisinden söz edeceğini bile karıştırıyor bazen. Dünya onun belleğine dar geliyor. Hep köpürmek, taşmaktan yana. Onu bir yönüyle Erkut Tokman'a benzetiyorum. Tokman her şeyi deneysel çizgide araştırıp kıvamını buluyor. V. Hacıoğlu anlatımda modernlik araştırması yapar gibi görünse de, imge tutanağı sınırlı. Olayların arasında koşmayı biçimsel yoğurmalara yeğ tutuyor. Bu yüzden Tokman'a önerdiğim deney kısıtlamaları yanında V. Hacıoğlu'na şiire kıstırdığı kelimeler ve imgeler arasında daha modern gezintiler denemesini önereceğim. 'Sonbahar akşamı koltuğunuzun altında / Edip Cansever'in bir şiir kitabıyla / Samatya sokaklarında hiç yürüdünüz mü? / Ben yürüdüm, bisikletim çalınmıştı / Işıkları sönmüş bir evden kaçmıştım / On yedi yaşındaydım ciddiydim / Oysa on yedi yaşında ciddi olunmaz diyordu Rimbaud / Faust'u çıldırtan çanlar çalarken her köşe başında / Zangoçlarla kafatasından şarap içtim'. Yukarda aldığım Hacıoğlu dizelerinden şunu anlıyoruz: Anlatımcı şiire yakın yerlerde gezmeyi seviyor. Narrative bir eda ile Batı şiirine yakın, açık sözlü fakat dünyası dolu bir köşeden sesleniyor. Bilgi aktarmak, düşünce çarpıştırmak istiyor. Bu şiirin engin dil dolambaçlarına uğratılarak, zengin deneylerle daha kalıcı şekle dönüşüp ortaya döküleceğine inancım tam.❞ ~ Hüseyin Peker, Akatalpa • Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Genel Yayın Yönetmeni: Ramis Dara, Nisan 2020, Sayı: 244, s. 7
Hacıoğlu V.
-
Sanat Alanı:
Sahne Sanatları
-
Eserin Türü:
Dramatik Metin Yazımı
-
Eserin Niteliği:
Özgün Eser
-
Eserin Tanımı:
"Unutulmuş Aryalar" (Şiirler) - Yazar: Volkan Hacıoğlu • Müziğin evrensel sesinden esinlenen bir eser olan Unutulmuş Aryalar, “Bir Doğum Günü İçin Prelüd,” “Uzak Bir Bahar Senfonisi,” “Telleri Kopuk Arp” ve “Molière’in Rüyası” başlıklarını taşıyan dört bölümden oluşuyor. Kitabın ön kapağında İngiliz ressam Georg Frederic Watts’ın 1886 tarihli “Umut” adlı resmi yer alıyor. Watts’ın dünya üzerinde oturan ve tek teli kalmış bir liri çalan gözü bağlı bir kadın figürünü ifade eden bu tablosu, Estetik Hareket’e etki ederek geleneksel anlayıştan radikal bir kopuşu simgelemesiyle Sembolizm’in izlerini taşıyor. Unutulmuş Aryalar'daki şiirlerin arka plânında bu estetik hareketin ve sembolizmin etkilerini görmek mümkün. Modern şiirin imgesel ve sözdizimsel yapısını farklı sanatsal disiplinlerle ve olanaklarla birleştiren “mısra estetiği,” eserin bütününe yayılmış durumda. Müziğin transandantal gücü evrensel olanın kapısını aralarken sözün dramatik tekniklerle zenginleşerek disiplinlerarası alanlarda yarattığı yankı, gerçekliğin parçalandığı post-hakikat çağında şiirde dönüşümü işaret eden, lirik olduğu kadar dinamik bir poetikanın habercisi oluyor. ➤ ❝Volkan Hacıoğlu'nun 2019 Artshop yayını “Unutulmuş Aryalar” kitabı insanı geçmişlere götürdü. Babası bir dönemin şiirde önemli ismi Muammer Hacıoğlu'dan aldığı yazınsal kalıtı devralmanın coşkusu içerisinde hareket dolu bir genç. 1977'de doğmasına karşın, iktisat okumaktan başka New York eyalet üniversitesinde doktora yapıp, İktisat Doktoru unvanı ile koşturduğu yıllar. Şiirle ilgili uluslararası ödüller. Çıkardığı kitaplar ve ötesinde İstanbul Şiir festivali kapsamında düzenleme kurulunda görev almalar. Faal ve çok yönlü bir kimlik V. Hacıoğlu. Çalışkan, üretken. “Unutulmuş Aryalar” kitabında senfonik bir şiire çalışır gibi. Dopdolu dağarcığının yarattığı esin çıkışları onu senfonik tınılara, prelüdlere ulaştırıyor. Şiirde müzik kalıpları kadar Anayurt otelinden, Titanik, Keats, Rimbaud, Brüksel'de Belçika Devrimi vb. sahneler uçuşuyor. Kitaba sığan bu çok renklilik biraz da V. Hacıoğlu'nun aktif dünyasının ses vermeleri arasında. V. Hacıoğlu ses vermek istiyor dünyaya. Çığlık bırakmak ister gibi, babasına benziyor bu konuda. S. Dali'den Lâleli'ye geçiş yapan bir engin dünya koşuya başlıyor önünde, hangisinden söz edeceğini bile karıştırıyor bazen. Dünya onun belleğine dar geliyor. Hep köpürmek, taşmaktan yana. Onu bir yönüyle Erkut Tokman'a benzetiyorum. Tokman her şeyi deneysel çizgide araştırıp kıvamını buluyor. V. Hacıoğlu anlatımda modernlik araştırması yapar gibi görünse de, imge tutanağı sınırlı. Olayların arasında koşmayı biçimsel yoğurmalara yeğ tutuyor. Bu yüzden Tokman'a önerdiğim deney kısıtlamaları yanında V. Hacıoğlu'na şiire kıstırdığı kelimeler ve imgeler arasında daha modern gezintiler denemesini önereceğim. 'Sonbahar akşamı koltuğunuzun altında / Edip Cansever'in bir şiir kitabıyla / Samatya sokaklarında hiç yürüdünüz mü? / Ben yürüdüm, bisikletim çalınmıştı / Işıkları sönmüş bir evden kaçmıştım / On yedi yaşındaydım ciddiydim / Oysa on yedi yaşında ciddi olunmaz diyordu Rimbaud / Faust'u çıldırtan çanlar çalarken her köşe başında / Zangoçlarla kafatasından şarap içtim'. Yukarda aldığım Hacıoğlu dizelerinden şunu anlıyoruz: Anlatımcı şiire yakın yerlerde gezmeyi seviyor. Narrative bir eda ile Batı şiirine yakın, açık sözlü fakat dünyası dolu bir köşeden sesleniyor. Bilgi aktarmak, düşünce çarpıştırmak istiyor. Bu şiirin engin dil dolambaçlarına uğratılarak, zengin deneylerle daha kalıcı şekle dönüşüp ortaya döküleceğine inancım tam.❞ ~ Hüseyin Peker, Akatalpa • Aylık Şiir ve Eleştiri Dergisi, Genel Yayın Yönetmeni: Ramis Dara, Nisan 2020, Sayı: 244, s. 7
-
Araştırma Alanı:
Sosyal ve Beşeri Bilimler, Dil ve Edebiyat
-
Basım Tarihi:
01.08.2019