777 ADA, 6 PARSEL (Üsküdar İlçesi, Beylerbeyi Mahallesi) Sanat Tarihi Raporu


Tuncer A., Elcil F.

  • Tasarım Türü: Mimari Eser Restorasyon Tasarımı
  • Tescil/Uygulama Tarihi: Eylül 2023
  • Tasarım Kapsamı: Restorasyon Projesi
Açıklama

Söz konusu alan, Üsküdar İlçesi, Beylerbeyi Mahallesi, 777 ada, 6 parseldir. 6 parsel ile ilgili olarak; Üsküdar İlçe Özel İdare Müdürlüğü'nün, 17.03.1989 tarihli yazında; ‘Üsküdar, Beylerbeyi Mahallesi, İskele Caddesi, eski 7 kapı, 777 ada, 6 parsel ve 32 arsa hesabımızda kayıtlı tesis edilmiş olan gayrimenkulün 1328 (1912) Tahrir kaydında ahşap mesken hane olarak kayıtlı olup, bilahare Mayıs 1928 tarihinde verilen meşruhata göre mesken hanenin 1927 yılında yıkılarak yerinin iratlı arsa olarak arsa hesabına kaydı yapılmıştır…’ denilmiştir.

T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul 6 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 05.05.2009 tarih 1752 sayılı kararında; ‘… İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Beylerbeyi Mahallesi, 125 pafta, 777 ada, 6 parselde var olduğu öne sürülen yapı ile ilgili kurulumuza sunulan bilgi ve belgelerin söz konusu yapının korunması gerekli kültür varlığı olarak tescillenmesi ve restitüsyon projesinin hazırlanması için yeterli olmadığına karar verildi’ denilmektedir.

Söz konusu yapı ile ilgili 19. yüzyıldan kalma bazı görseller mevcuttur. Bu görsellerde binanın denize bakan cephesi görülürken kısmen de yola bakan cephesinin cumba biçimindeki dışa taşkın kısmı görülmektedir. 19. yüzyıldan kalma başka bir kartpostalda 6 parseldeki bina daha net görülebilmektedir.  Boğaza bakan cephesinden binanın zemin +birinci kat + ikinci kattan oluştuğu anlaşılmaktadır. Aynı zamanda bu cephede pencere sıraları görünmektedir. Ayrıca kuzeye bakan, yola ve Beylerbeyi Camii’ne cepheli kısmın dışa taşkın bölümünün Boğaza bakan pencereleri de görülebilmektedir. Boğaza bakan cephenin önünde küçük bir bahçe yer alırken, bu bahçeye yuvarlak kemerli bir kapıdan geçilmektedir. Ayrıca yandaki bahçe duvarları da mevcuttur. Duvarın güneyinde tek katlı bir birim kısmen görülürken, duvarın önünde ve kuzeyinde beşik çatılı küçük bir kulübe yer almaktadır. 19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın ilk yılları arasında olması gereken Paris’te basılmış olan kartpostalda binanın Boğaz tarafındaki bahçe kapısının kemeri bir miktar değişmiş olmakla birlikte varlığını sürdürmektedir. Abdullah Biraderlerin 1870’lerde çektikleri Beylerbeyi Camii fotoğrafında bahçe kapısının önünde kuzeyinde bulunan beşik çatılı kulübe var olmaya devam ederken, arka tarafta söz konusu ahşap binanın köşesinin silueti kısmen görülebilmektedir.

Bina ile ilgili olarak Üsküdar Kaymakamlığı İlçe Özel İdare Müdürlüğü'nün 1989 tarihli yazısından yapının 1927 yılına kadar ayakta olduğu anlaşılmaktadır.  1927’den sonra arsa konumunda olan parsel farklı işlevler üstlenmiştir. Günümüzde yapının bulunduğu yer kafe olarak kullanılmaktadır. Mahallinde yapılan incelemede eski yapının kagir temel ve zemin kat kalıntıları görülebilmektedir. Yapının varlığına ilişkin diğer bir veri; 6 nolu parseldeki yapının yıkıldıktan sonra bitişiğindeki 4 nolu parsel üzerindeki yapının yan duvarına yapışık, 6 parseldeki yapıya ait ahşap kaplama elemanları izleridir.    

Ayrıca Söz konusu parselde Jeofizik Mühendisi Hamdullah ALTUN tarafından yapılmış olan Jeoradar çalışmasına ait raporun Sonuç ve Değerlendirme bölümü 7 ve 8.maddelerinde parselde zemin altında tarihi yapı kalıntılarına ait görüntüler tespit edildiği belirtilmiştir. Yapılan Jeoradar çalışmasının sonucunda; ‘7. İnceleme alanında parsel içerisinde alınan profiller de veri boyunca radargram kesitlerinde 1.0-1.5 m derinliğe kadar dolgu malzemesi devamında düzenli yapıların genişliği 1.0 m ve yer yer değişmekte, 1.5-2.0 m ve 6.0 m arasındaki derinliklerde belirlenmiş olup arkeolojik yapı, tarihi yapı olarak değerlendirilmiştir. 

8. İnceleme alanında yapılan GPR radar çalışmasında mevcut yapı içerisinden itibaren yapı temeline ait veriler profillere ait kesitler de işaretlenmiş olup kolon ve duvar yapısı gösterilmiştir. Bu kesitlerde mevcut eski yapıya ait olduğu düşünülen 1.50-2.0 m ve 6.0 m arasındaki derinliklerde kolon ve duvarların olduğu belirlenmiştir.’ denilmektedir.

Yapının mimari özelliklerinin tanımları, eldeki görsel veriler, Boğaziçi’ndeki yalı mimarisinin literatüre yansımış verileri baz alınarak yapılabilmektedir. Plan özelliklerine bakıldığında; bina, zemin kat + birinci kat ve ikinci kat olmak üzere üç katlıdır. Yapı doğu-batı ekseninde uzanmakta olup, dikdörtgen bir plana sahiptir. 6 parseldeki yapı sofalı planlıdır. Cümle kapısından bir sofaya geçilmektedir. Mekân dağılımı bu sofa üzerinden yapılmaktadır. Bu katta yaşam alanlarının yanı sıra servis mekanları ve ıslak hacimli birimler vardır. Ayrıca batıda yani Boğaza bakan kısımda buradaki bahçeye açılan bir kapı daha vardır. Doğuda hamam biriminin bulunmasından dolayı ıslak hacimli birimler yoğundur. Birinci ve ikinci kat planı büyük ölçüde birbirini tekrar etmektedir. Bu katlar ana yaşam alanı olarak tasarlanmış olup, mekân dağılımı yine ortadaki sofadan sağlanmaktadır. 

Bitişik nizamlı yapının dışa bakan üç cephesi bulunmaktadır. Bunlar kuzey, doğu ve batı cepheleridir. Kuzey cephesi; binanın en geniş cephesidir. Zemin katın ortasında bir cümle kapısı yer almaktadır. Cümle kapısı haricinde iki servis kapısı daha bulunmaktadır. Bunun dışında 14 pencere açıklığı vardır. Üst iki kata çıkıldığında cümle kapısı aksı ve batı köşesi cumba biçiminde dışa taşkındır. Bu cumbalar konsollarla taşınmaktadır. Cumbalarda her iki katta üçer pencere açıklığı yer almaktadır. Toplamda her bir katta 17 pencere vardır. Ayrıca cumbaların doğuya ve batıya bakan birer pencereleri bulunmaktadır. Katları ve saçak kısmı düz silmeler ile vurgulanmıştır. Batı cephesi binanın Boğaziçi’ne bakan kısmıdır. Bu cephenin zemin katının ortasında ikinci bir cümle kapısı bulunmaktadır. Bu kapının iki yanında simetrik yerleşimli üçer pencere yer almaktadır. Birinci ve ikinci katlar blok olarak dışa taşkındır. Birinci ve ikinci katta 7 şer pencere bulunmaktadır. Doğu cephesi, binanın arka tarafıdır. Zemin katı sağır duvar biçiminde olup, önünde hamam bulunmaktadır. Birinci ve ikinci katlar blok olarak dışa taşkın olup, 7 şer pencere açıklığına sahiptir. Yine katlar ve saçaklar düz ahşap silmeler ile vurgulanmıştır.   

Malzeme ve inşa tekniği açısından ele alındığında; günümüze ulaşan temel ve zemin kat kalıntılarına bakıldığında, bu kısmın temel seviyesinde taş dolgulu olduğu, zemin kat duvarlarının ise tuğla ve taştan almaşık örgülü olduğu anlaşılmaktadır. Duvarlar dıştan ahşap kaplamalıdır. Üst katlar ahşap kaplamalı olup, duvar dokuları bağdadidir. Pencereler ahşap kasalı olup kimi örneklerde kanatlı kimi örneklerde giyotin sistemlidir. Pencerelerin bazıları kepenklerle örtülmüş, bazıları yarı seviyeye kadar kafes şeklinde şebekelidir. Kapılar ahşaptandır. Zemin kat pencereleri, demir korkuluklar ile kapatılmıştır. Yapının ıslak hacimli birimleri ve servis mekanlarının tavanları sıvalı iken diğer birimler ahşap pasalıdır. Birinci ve ikinci kattaki salonlar ve büyük odaların tavanları, daha gösterişli ahşap çıtalar ile elde edilen geometrik kompozisyonlar ile dekore edilmiştir. Taban döşemeleri servis mekanları ve ıslak hacimli birimler mermer veya seramik kaplı iken diğer birimlerde ahşap kaplama kullanılmıştır. Duvarlar sıva üzerine badanalıdır. Örtü sisteminde beşik ve kırma çatı teknikleri kullanılmış ve Marsilya tipi kiremit ile kaplanmıştır.

 

Sonuç olarak; Boğaziçi’ne karakterini kazandıran yalıların büyük ölçüde yok olduğu görülmektedir. Bu durum da dikkate alınarak yukarıda detayları verilmiş olan, İstanbul İli, Üsküdar İlçesi, Beylerbeyi Mahallesi, 777 ada, 6 parselde bulunan yalı nitelikli yapının özgün kimliğine uygun bir biçimde Beylerbeyi mimari dokusunda ihyasının, kentin kültürel ve mimari kimliği için faydalı olacağı kanaatimizi saygılarımızla sunarız.