CEVHERAĞA CAMİİ SANAT TARİHİ RAPORU (Ümraniye İlçesi, Atatürk Mahallesi, Alemdağ Caddesi)


Tuncer A., Elcil F.

  • Tasarım Türü: Mimari Eser Restorasyon Tasarımı
  • Tescil/Uygulama Tarihi: Nisan 2021
  • Tasarım Kapsamı: Restorasyon Projesi
Açıklama

Cevherağa Camii, Ümraniye’nin merkezini teşkil eden, Atatürk Mahallesi, Alemdağ Caddesi üzerinde yer almaktadır.

Ümraniye Camii olarak da bilinen Cevherağa Camii, 1897 yılında Saffetâ adlı bir mimar tarafından inşa edilmiştir. Yapının banisi Sultan II. Abdülhamid’in Valide Başağası olan Cevherağa’dır. Bina, 1920 yılında Sultan Vahideddin’ın cariyelerinden Cenan-i Yâr Hanım tarafından onarılmıştır. Sonrasında 1962’de onarım geçirmiş ve bu onarım sırasında batı üç katlı yeni bir birim eklenmiş, 1990 yılında yeni bir onarım geçirmiş ve yapının harim kısmının iki yanına yeni eklemeler yapılarak genişletilmiş ve bugünkü haline getirilmiştir. İlk inşa döneminde harim dikdörtgen planlı olup, mihrap önü piramidal külahla örtülüdür. Caminin özgün halinde kâgir olduğu bilinmektedir. Bugünkü minaresi 1932 yılında inşa edilmiştir. Yapı günümüzde Korunması Gereken Kültür Varlığı olarak tescillidir. Caminin karşısında, 1897 yılında Cevherağa tarafından yaptırılmış olan bir de çeşme bulunmaktaydı. 1920 yılında camii ile birlikte onarılmış, 1987 yılında ise Üsküdar Belediyesi tarafından yeniden elden geçirilmiştir. Ancak çeşme günümüzde yerinde değildir. 

Yapı ilk dönemde üç birimden oluşan külliye şeklinde inşa edilmiştir. Geride mihrap aksında kuzey-güney doğrultusunda uzanan dikdörtgen planlı harim kısmı yer almaktadır. Harim kısmının önünde dışa taşkın doğu ve batı köşelerinde kare planlı İmam Lojmanı (Meşrutası) ve Sıbyan Mektebi olarak kullanılan birer birim bulunmaktadır. Bina bu biçimi ile ters T planı da denebilecek 19. yüzyılda İstanbul’daki birçok önemli camide görülen kanatlı plan sistemine sahiptir.  Harimin kuzeybatı köşesinde minare yer almaktadır. 1962 ve 1990 yıllarında yapılan onarımlar sırasında binaya yeni birimler eklenerek genişletilmiştir.  

Süsleme bakımından ön cephe dikkat çekmektedir. Bu bölümdeki kitabe, kompozit başlıklı yivli plasterler üzerinde yükselen yuvarlak kemerle çevrilmiştir. Yedi satırlık sülüs kitabenin üzeri, yüksek kabartmalı barok karakterli kıvrım dallar, palmet motifleri ile bezenmiş, yüzeyin merkezinde Sultan II. Abdülhamid’in tuğrasının bulunduğu yuvarlak madalyon yer almaktadır. Madalyonun üzerinde yumurta friziyle belirlenmiş Allah’ın adlarının yazılı olduğu oval bir madalyon daha yer almaktadır. Kitabenin iki yanında ay yıldız motifi vardır. Daha alt kısımda oval madalyonun çevresi palmet ve çiçek şeridi ile belirlenirken merkezinde yıldız motifi bulunmaktadır. Kitabe düzenlemesinin iki yanında yer alan sivri kemerli pencerelerin üzerinde yer alan oval pencerenin çevresi yumurta frizi ile biçimlendirilmiştir.  Caminin iç kısmı tamamen yenilenmiş olup, duvarları bitkisel motifli çağdaş çini karolar ile kaplanmıştır. 

Cevherağa Camii özgün halinde kâgir bir yapı olup, doğal taş örgülüdür. Sonradan eklenen birimler sıvalı olup, kesme taş görüntüsü verilmiştir. Cami geçirdiği onarımlar sonucu kısmen betonarmeye dönüştürülmüş olup, çağdaş kolon ve kirişler ile taşınmaktadır. Yapının örtü sistemi çeşitlilik göstermektedir. Çatının üzeri Marsilya tipi kiremit ile kaplanmıştır.

Cevherağa Camii’nin plan kurgusu değerlendirildiğinde 19. Yüzyılda İstanbul’da cami mimarisinde görülen ters T planı olarak adlandırılan kanatlı düzenlemenin egemen olduğu görülmektedir. 19. Yüzyılda İstanbul’da Sultan II. Mahmud döneminde İstanbul Selimiye Cami ve Beylerbeyi Camilerine eklenen enine gelişen Hünkâr Kasırları ile ilk örneklerini gördüğümüz düzenleme Nusretiye Camii’nde bütüncül bir tasarım ve uygulama ile belli bir olgunluğa ulaşmıştır. Bu düzenleme farklı farklı tasarımlar ile 1869-1871 yılında inşa edilmiş olan Aksaray Pertevniyal Camiine kadar devam etmiştir. Yatay-dikey karşıtlığına dayanan bu plan düzeni Ümraniye Cevherağa Camii’nde de görülmektedir. İstanbul’daki örneklerde olduğu gibi dikey hatlı harim kısmı farklı olarak kubbe yerine kırma çatı ve mihrap önündeki piramidal külah ile örtülmüştür. Aynı zamanda ön kısımda yapı ile bütünleşmiş meşruta ve sıbyan mektebi binası yapıya yatay bir etki katmaktadır. 

Caminin mimari kurgusu göz önünde bulundurulduğunda, aynı zamanda Ümraniye’nin bu dönemde kırsal bir yerleşim olduğu da dikkate alındığında, Cevherağa Camii’ni mimarisi ve plan kurgusu bakımından etkileşim içinde olduğu 19. Yüzyıl Geç Osmanlı Cami Mimarisi içerisinde bir taşra örneği olarak kabul etmek doğru olacaktır.     

Sonuç olarak; 19. Yüzyıl İstanbul cami mimarisinin bir örneği olarak Cevherağa Camii İstanbul İl’inin ve Ümraniye İlçesi’nin kültürel tarihinin önemli bir parçasıdır. Bu bağlamda yapının restore edilip, gelecek kuşaklara taşınması kültürel tarihimizin zenginliği açısından önem arz edecektir. Saygılarımızla.