Muhiddin Bey Köşkü olarak bilinen yapı, İstanbul, Kadıköy, Caddebostan’da 2098 ada 104 parselde bulunmaktadır. Yapının kuzeydoğu tarafında Operatör Cemil Topuzlu Caddesi yer almaktadır. Köşkün hemen yanındaki parselde Cemil Topuzlu Köşkü bulunmaktadır. Yapı Büyük Kulüp Derneği kompleksi içerisindedir.
Köşk’ü Sultan II. Abdülhamid dönemi Mabeyn Başkâtibi Kara Tahsin Paşa yaptırmıştır. Köşk, II. Meşrutiyetten sonra Muhiddin Hacı Bekir Efendi’ye satılmıştır. Bundan sonra yapı, Muhiddin Bey Köşkü olarak tanınmaya başlanmıştır. Çeşitli kaynaklardan Köşk bahçesinin deniz tarafında bir kayıkhane, kayıkhanenin üstünde de selamlık, selamlıkla köşk arasında ise mutfak, personel odaları ve bir ahır bulunduğu belirtilmektedir.
Köşkte, Muhiddin Bey’in eşi Reski Melek Hanım uzun süre yaşamıştır. Köşk, 1935 yılında tüccar Uncu Akif Bey’e satılmıştır. İki yıl sonra da Celal Bayar’ın oğlu Refii Bayar’a satılmıştır. Refii Bayar, Cercle D’orient’a kiraya vermiş, daha sonra Kulübe devretmiştir. 1930’lu yıllardaki Anadolu Ciheti Haritasında köşkün bulunduğu arazi içerisinde süs havuzları, kıyıdaki kayıkhane, iskele ve çeşitli müştemilatlar görülebilmektedir. Bu durumu 1942 tarihinden itibaren çekilen hava fotoğraflarından da görebiliriz. Bundan başka köşkün bahçesinde iki çeşme bulunmaktadır. Bütün bu veriler çerçevesinde Muhiddin Bey Köşkü, 19. yüzyılın ikinci yarısının sonuna tarihlenmektedir.
Köşk, bodrum, zemin, 1. normal kat ve çatı katından oluşmaktadır. Yapı, dikdörtgen planlı olup, kuzeydoğu-güneybatı eksenli olarak konumlanmıştır. Kâgir teknikte inşa edilen binanın planı, geleneksel sofalı plan şemasında olup, mekân dağılımı bu sofalar üzerinden sağlanmaktadır.
Sonuç olarak Köşkün cephe düzenlemesi, plan şeması, malzeme kullanımı ve inşa tekniği 19. yüzyılın 2. yarısı ile 20. yüzyılın başlarında görülen Viktorya tarzı ile geleneksel Türk Konut Mimarisinin bir sentezini oluşturmaktadır. Süsleme açısından bakıldığında binada geleneksel motiflerin yanında Art Nouveau, Barok ve Neo-Klasik motifli örgeler bir arada görülmektedir. Bu veriler ışığında Muhiddin Bey Köşkü’nün bu dönem inşa edilmiş birçok yapıda olduğu gibi eklektik bir tarzda inşa edildiği anlaşılmaktadır.