43. TÜRK ULUSAL KULAK BURUN BOĞAZ VE BAŞ BOYUN CERRAHİSİ KONGRESİ, Antalya, Türkiye, 16 - 20 Kasım 2022, ss.156-157
AMAÇ: Pleomorfik adenom,tükrük bezinin en sık görülen tümörü-
dür. Genelde majör tükrük bezlerinde görülse de nazal kavitede, hi-
pofarenkste, gırtlak veya trakea bezlerinde bulunan minör tükürük
bezlerinde de ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, pleomorfik adenomun
intranazal, özellikle septal yerleşimi oldukça nadirdir. Bu olgumuzda lite-
ratürde az bulunan septum kaynaklı pleomorfik adenomu olan hastamız
anlatılmakta ve tedavisi ile literatüre katkı sağlanması amaçlanmaktadır.
OLGUNUN ÖZELLİKLERİ: 25 yaşında erkek hasta tarafımıza sol
nazal kavitede kanamalı şişlik, baş ağrısı ve sol nazal kavitede obstrüksi-
yon şikayeti ile başvurdu. 6 aydır ilerleyici burun tıkanıklığı öyküsü, ara
sıra burun kanaması ve başağrısı öyküsü tanımladı. Hastanın burun-
dan travma,görme kusuru,kilo kaybı ve ateş gibi öyküsü yoktu. Yapılan
anterior rinoskopik ve endoskopik muayenesinde sol nazal vestibülde
kaudal septumdan kaynaklanan yaklaşık 1 cm çaplı vejetan kitle sap-
tandı.Sağ nazal kavite doğal görünümdeydi. Orofarenks muayenesi do-
ğal saptandı.Hastanın kranyal sinir muayenesinde herhangi bir patoloji
saptanmadı. Boyunda palpe edilen lenf nodu yoktu. Hastanın kontrastlı
yüz MR ında sol alt konkadan anteriorda vestibüle doğru uzanımda en
geniş aksiyel çapı 11 mm olarak ölçülen septal ve vestibüler mukozaya
temas eden,T2A belirgin hiperintens, T1A hipointens homojen düzgün
kontrast tutan düzgün sınırlı nodüler lezyon görüldü. Dış merkezde alı-
nan biyopsi malign infiltrasyon olarak raporlandı. Hastanın dış merkez-
de alınan biyopsi preparatları İstanbul Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim
Dalı’na konsülte edildi. Konsultasyon raporu ‘pansitokeratin ve P40
pozitifliği skuamöz diferansiyasyon gösteren karsinomlar ile uyumludur.
Morfolojik bulgular ile ön planda başta mukoepidermoid karsinom ol-
mak üzere tükrük bezi tipi karsinomlar düşünülmüştür’ şeklinde rapor-
landı. Hastaya operasyon planlandı.Ameliyat sırasında kitlenin nazal
septumdan kaynaklandığı görüldü ve kitle sağlam sınırlarla total eksize
edildi. Preop alınan biyopsisi malgn patoloji düşünülen hastanın postop
nihai histopatolojik sonucu pleomorfik adenom olarak raporlandı.
TEDAVİ VE PROGNOZ: Cerrahi tedavi yöntemleri endonazal en-
doskopik cerrahi ve lateral rinotomiyi içerir. Kaudal septum kaynaklı
kitlesi bulunan hasta hemitransfiksiyon ve interkartillajenöz insizyonlar
yapılarak uygun ekspoziyon sağlandı ve temiz cerrahi sınırlarla rezeke
edildi. Hastanın postop patoloji sonucu pleomorfik adenom olarak ra-
porlandı. Net sınırlarla tam eksizyon sonrası intranazal PA’ların nüks ora-
nı, majör tükürük bezi mikst tümörlerinin oranından daha azdır. Postop
belli aralıklarla hastanın takibi önerilmektedir.
YORUM: Pleomorfik adenom en yaygın olarak parotis bezinden kay-
naklanan yavaş büyüyen benign bir tükrük bezi tümörüdür. Bu tümörün
etyolojisi bilinmemektedir. Fakat malign dejenerasyonla ilişkili olması
cerrahi endikasyonlarından birini oluşturmaktadır. Nazal septumdan
kaynaklanan neoplazmaların malignite riski daha yüksektir. Bazen, na-
zal kavitenin pleomorfik adenomu, karsinom ex pleomorfik adenom
gibi malign bir şekilde davranabilir. Çeşitli sitokeratinlerin antikorları, gli-
al fibriler asidik protein, S100 proteini, düz kas aktin, vimentin ve Ki67
proliferasyon belirteci ile immünohistokimyasal boyama, kesin tanıyı
doğrulayabilir. Bu sebeple hastalığı tedavisinde total rezeksiyon önemli
rol oynar. Pleomorfik adenomun en önemli komplikasyonlarından biri
nüksüdür. Ancak nazal pleomorfik adenomun tekrarlama şansı tükürük
bezi pleomorfik adenomuna göre daha azdır. Ancak yine de hastanın
belli aralıklara nüks açısından kontrollere gelmesi önerilmektedir.
Anahtar kelimeler: Cerrahi rezeksiyon, Nazal septum, Pleomorfik adenom,