Götürü Manevi tazminat


Değerliyurt C.

Sorumluluk Hukuku Seminerler 2018, Baysal B., Editör, On İki Levha Yayıncılık, İstanbul, ss.119-160, 2019

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2019
  • Yayınevi: On İki Levha Yayıncılık
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.119-160
  • Editörler: Baysal B., Editör
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Borçlar Hukuku’nun en temel ilkelerinden biri olan “sözleşme serbestisi (Vertragsfreiheit)” gereğince taraflar yapmış oldukları sözleşmelerin muhtevasını kural olarak serbestçe tayin edebilmektedir. Bu bağlamda tazminat alacağı zararın vukuundan evvel sözleşmede götürü olarak belirlenebilmekte ve söz konusu anlaşmalara tatbikatta sıklıkla rastlanılmaktadır. Öğretide götürü tazminat anlaşmasının (Pauschalierung von Schadensersatz, Schadenpauschalierung, liquidated damages) hukuki niteliği hakkında çeşitli tartışmalar mevcut olmasa da; bu çalışmada Türk Hukuku’nda manevi tazminat alacağının, götürü tazminat anlaşmasına konu olup olamayacağı incelenmiştir. Bu kapsamda manevi zararın ve manevi tazminat alacağının hukuki niteliği ve işlevi, mehaz İsviçre ve Alman Hukuk öğretilerinden yararlanılarak ele alınmıştır.

According to freedom of contract (Vertragsfreiheit), which is one the most essential principles of the law of obligations, contracting parties may freely determine the content of the contract. In this context, compensation claims for damages may be determined in a liquidated damages agreement before the breach of contract (Pflichtverletzung), and such provisions are common in practice. This paper focuses on whether compensation claims for non-pecuniary damages may be determined in a liquidated damages agreement (Pauschalierung von Schadensersatz, Schadenpauschalierung), although there are conflicting approaches to the legal nature of a liquidated damages agreement itself. Regarding this, the legal nature and the function of non-pecuniary damages and claims thereof, have been examined and explained in this paper within the context of Turkish Law in comparison with Swiss and German teachings.