International journal of political science & urban studies (online), cilt.7, sa.1, ss.19-41, 2019 (Hakemli Dergi)
Türkiye, uluslararası göçmenler için üç türlü uyum politikası izlemektedir. Birincisi, kültürel olarak
benzer bir topluluk oluşturma hedefi çerçevesinde Türk soylu ve Türk kültürüne bağlı uluslararası
göçmen gruplarının uyum politikası, ikincisi ülkenin refahına katkı sağlayabilecek sosyo-ekonomik
düzeyi yüksek, kamu düzeni ve güvenliğini tehlikeye atmayacak grupların uyum politikası, üçüncüsü
ise sosyo-ekonomik düzeyi düşük uluslararası göçmenlerin geçici olarak ülkede barınmalarına
olanak sunan ve ülkenin yasal kayıt sistemine entegre edilmelerini mümkün kılan “geçici” olarak
nitelendirilebilecek yapıdaki bir tür uyum politikasıdır. Bu politikalar ile, Türkiye düzensiz göçle
mücadeleyi temel almakta, sosyo-ekonomik düzeyi yüksek ve / veya Türk soylu göçmenlerin kalıcı
olarak ülkede barınmalarını hedeflemektedir. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanun (YUKK)’da
tanımlanan uluslararası koruma statüleri de uluslararası göçmenlerden sadece Avrupa’dan gelenler
için daha kalıcı uyum stratejisi belirlemiştir. Avrupa dışından gelenlerin ülkedeki kalıcılığı ise etnik
aidiyetlerine ve sosyo-ekonomik düzeylerine göre değişmektedir. Makalenin temel iddiası, Türkiye’nin
mevcut göç politikasının oluşum sürecinin başından itibaren uyumu haklarda eşit bir topluluk
oluşturma perspektifinden tanımlamadığı, uluslararası göçmenlerin uyumunun, sosyal, ekonomik
politik ve hukuki olarak parçalı olarak gerçekleştiği, uyum politikasının uygulama safhasında,
konjonktürel gelişmelerle şekillenmekte olduğudur. Çalışmada yapılan değerlendirme, uyum konusu
bağlamında tarihsel süreç içerisinde göç politikasının belli başlı yazılı dokümanlarının sistematik
analizinin yapılması ve Ankara ve İstanbul’da Göç İdaresi Genel Müdürlüğü Uyum ve İletişim Daire
Başkanlığı’nda çalışan uzmanlar ile yapılan yarı yapılandırılmış görüşmeler yoluyla gerçekleştirilmiştir.