Vuslat Eğitim Kültür Düşünce Dergisi, no.234, pp.38-47, 2020 (Non Peer-Reviewed Journal)
Kerbelâ başta olmak üzere Necef’in dinen kutsal mekânlar
olduğu inancının yerleşmesinde hiç şüphesiz Şia’nın dinî ve siyasî
otoritelerinin göz ardı edilemez bir katkısı vardır. Erken dönemlerden itibaren
Kûfe/Necef ve Kerbelâ’nın önemi ve faziletine dair pek çok haberin Şiî
kaynaklarda yer bulduğu bilinmektedir. Özellikle Şiî ulema, iktidarın desteğini
aldığı dönemlerde bu konulara dair eserler kaleme alarak Kerbelâ’yı canlı tutmanın
yollarını aramıştır. Bu bağlamda Zeynelâbidîn, Muhammed el-Bâkır ve Ca’fer
es-Sâdık’tan geldiği belirtilen bazı rivayetlerle Hz. Hüseyin’in kabrini
ziyaret etmenin meşruiyet ve faziletine vurgu yapılmış ve düzenli bir şekilde Şiîler’in
bu mekânı ziyaret etmeleri istenmiştir. Şiîler’in Hz. Hüseyin’in türbesine olan
düşkünlükleri zamanla aşırı boyutlara ulaşmış ve Kerbelâ kutsal (harâm) belde
sayıldığı gibi burayı ziyaret de hac ile kıyaslanmıştır (Meclisî, 98/28-44). Bu
makalede Hz. Hüseyin’in ailesiyle birlikte 10 Muharrem 61 (10 Ekim 680)
tarihinde şehit edildiği mekân olan Kerbelâ’nın süreç içerisinde kutsal bir mekâna
nasıl dönüştürüldüğü hususu üzerinde durulacaktır.