OROFARENGEAL DİSFAJİ VE KIRILGANLIK İLİŞKİLİ OLABİLİR Mİ ?


Creative Commons License

Bahat-Öztürk G., Yılmaz Aykent Ö., Durmazoğlu Ş., Kılıç C., Aykent M. B., Karan M. A.

19. Ulusal İç Hastalıkları Kongresi, Antalya, Türkiye, 11 - 15 Ekim 2017, ss.92-93

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.92-93
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç: Toplumda yaşayan yaşlılarda orofarengeal disfaji (OD), sıklığı yaş ile artan; etyolojisinde multipl faktörlerin olduğu genellikle gözden kaçan klinik bir sorundur. OD; enfeksiyonlar, malnutrisyon, fonksiyonellikte bozulma gibi olumsuz sonuçlarla ilişkili olup mortalite artışına sebep olmaktadır. Kırılganlık geriatrinin major ilgi alanı olup kırılgan yaşlılar da geriatrinin major hedef kitlesini oluşturmaktadır. Toplumda yaşayan yaşlı olgularda OD-kırılganlık her ikisi de çok sık olduğu için aralarındaki ilişkiyi çalışmamızda araştırmayı amaçladık.

Metot: Çalışma prospektif ve kesitsel olarak dizayn edildi ve İTF Geriatri BD polikliniğinde değerlendirilen yaşlılar (≥60 yaş) Temmuz 2015-Eylül 2016 (15 ay) tarihleri arasında ardışık olarak çalışmaya alındı. Yaş, cinsiyet, toplam hastalık ve toplam ilaç sayısı, nöorodejeneratif hastalık varlığı, Katz GYA not edildi. Disfaji taraması ise EAT-10 anketi ile 2 eşik değer ≥3 ve ≥15 kullanılarak yapıldı. Kırılganlık FRAIL skalası ile, malnutrisyon MNA-SF testi ile tespit edildi. Ayrıca BMI, el kavrama gücü, baldır çevresi, ortalama yürüme hızı (OYH) ölçümleri yapıldı.

Bulgular: 1138 yaşlı çalışmaya dahil edildi. Ortalama yaş 74,1± 7,3 (60–98) olup 348 (30,6 %) erkek ve790 tanesi (69,4 %) kadın idi. EAT-10 anketi hepsine uygulandı. ≥ 3 eşiğine göre disfaji %36,3 (n=413) iken ≥ 15 eşiğine göre ise disfaji %6,7 (n=76) idi. Kırılganlığın tespiti için FRAIL skalası ise 851 hastaya uygulandı. Toplamda Kırılganlık %28 (n=851) iken kadınların %32’si (n=579), erkeklerin ise %19’u (n=272) kırılgan idi. Kırılgan olan yaşlılarda EAT-10 ≥ 3 eşiğine göre OD sıklığı %26,9 (n=65) iken, EAT-10 ≥ 15 eşiğine göre %13,6 (n=33) idi. Univariate analizlerde hem ≥3 hem de ≥15 eşiğine göre yaş, toplam hastalık ve ilaç sayısı, el kavrama gücü, OYH, kırılganlık, MNA-SF, kadın cinsiyet, nörodejeneratif hastalık varlığı, BMI, katz GYA; OD ile ilişkili bulundu (Tablo1). Yapılan regresyon analizlerinde ise her iki eşikte de sadece kırılganlık ve OD ilişkisi anlamlı bulundu (sırasıyla ≥3 ve ≥15 eşiği için p=0,012 ve p=0,042) (Tablo 2 ve 3).

Tartışma: Literatürde kırılganlık ve OD ilişkili çok az sayıda yayın olup bunlar da doğrudan kırılganlığın değil kırılganlığın komponentlerinin bakıldığı çalışmalar idi. Bu çalışmalardaki veriler dolaylı olarak kırılganlığı yansıttığı için çalışmamızla uyumlu idi ancak çalışmamızın aksine kırılganlık, doğrudan bağımsız olarak bu çalışmalarda gösterilememişti. Hasta sayımız fazla ve tüm olguları seçmeden aldığımız için bias olmaksızın çalışmaya dahil olan hastaların hepsi her gün karşılaştığımız günlük pratiğimizdeki hastalar idi. Çalışmamızda çok sayıda faktör (nörodejenerartif hastalık dahil) ile birlikte irdelenen kırılganlık, bağımsız olarak OD ile ilişkili saptandı. Çalışmamızın eksik tarafı ise kesitsel olduğu için nedensellik gösterilememiş olmasıdır.

Sonuç: OD ve kırılganlık ilişkisi literatürde kırılganlığın kompanentleri olan el kavrama gücü, fonksiyonellik, olağan yürüme hızı, malnuitrisyon ile ortaya konmuş olup bağımsız olarak kırılganlık ve disfaji ilişkisini çalışmamızda göstermiş olmamız literatüre katkı sağlaması açısından değerlidir.