Cerrahi ve Tıbbi Onkoloji Alanında Güncel Çalışmalar, Doç. Dr. Bülent Işık,Doç. Dr. Mehmet Uysal, Editör, Platanus Publishing, Ankara, ss.27-46, 2024
Kanser, dünya genelinde halk sağlığını tehdit eden en önemli ölüm nedenidir. GLOBOCAN verileri her yıl yaklaşık 10 milyonun üzerinde kansere bağlı ölüm vakası bildirmektedir (Bray, Laversanne, Weiderpass, & Soerjomataram, 2021). Erkekler arasında en sık teşhis edilen kanser türü akciğer, kadınlarda ise meme kanseridir. 2020 yılına ait verilerdeki her iki cinste meydana gelen 1.8 milyon ölümün nedeninin akciğer kanseri olduğu bildirilmiştir (Siegel, Miller, Fuchs, & Jemal, 2022). Son yıllarda kanser tanı ve tedavisinde önemli ilerlemeler kaydedilmesine rağmen, akciğer kanserinin 5 yıllık %12-17 sağ kalım oranına ve kötü prognoza sahip olması, hastaların %80- 85`in ileri evrelerde tanı almasıyla ilişkilidir. Bunun yanı sıra, geleneksel tedavi stratejileri kanserin karmaşık yapısı ve heterojenitesi karşısında yetersiz kalmaktadır (Cryer & Thorley, 2019).
Günümüzde, cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi kanser tedavisinde altın standart olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda, akciğer kanseri tedavisinde hedefe yönelik yakla- şımlar ve immünoterapinin kullanılmasıyla ilerleme kaydedilse de, bu tedavi statejilerinin bazı kısıtlamaları vardır. Kemoterapi ve radyoterapi, hedeflenmemiş ilaç dağılımı sonucu oluşan aşırı toksisite ve ilaç/radyason direnci sonucunda tedavinin daha da zorlaşmasıyla sonuçlanmaktadır (Cryer & Thorley, 2019). İmmunoterapi ve hedefe yönelik tedavi, her hasta için uygun olmayabilir. Cerrahi ise, genellikle erken evrelerde tercih edilmektedir çünkü ileri evrelerde hastanın genel durumu tümörün çıkarılabilme ihtimalini zorlaştırmaktadır (Carrasco-Esteban et al., 2021).
Sonuç olarak kanserin tanı ve tedavisinde verimliliğin arttırılması, yan etkileri azaltacak ve sağlıklı dokuya zarar vermeyecek yeni tedavi seçeneklerinin geliştirilmesi büyük önem arz etmektedir. Nanoteknolojik uygulamaların ortaya çıkışı ile kanserin tanı, tedavi ve prognozunda gelişmelerin olması ve tedavi esnasında yan etkileri azaltacak yeni umutlar vadetmektedir.