Akciğer Kanseri Şüphesiyle Gelen Olguda Alternatif Tanılar -Granülomatöz Hastalık-


Creative Commons License

Altan G., Erdemir E. B., Erdoğdu G., Ece T.

Uluslararası akciğer kanserleri kongresi 2023, Antalya, Türkiye, 9 - 12 Mart 2023, ss.37-39

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.37-39
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Giriş: Akciğer kanseri dünya çapında kanser ölümlerinin önde gelen nedenidir.  Akciğerin granülomatöz hastalıkları patolojik ve klinik açıdan akciğer kanserini taklit edebilen bir hastalık grubu olarak karşımıza çıkar.  Bu yazıda; öksürük, göğüs ağrısı, hemoptizi şikayetiyle başvuran, toraks bilgisayarlı tomografisinde (BT) sağ akciğer üst lobta kitle saptanan, klinik ve radyolojik olarak akciğer kanseri şüphesi yüksek olan bir olguyu tartışıyoruz.

Olgu:

Altmış iki yaşında erkek hasta, üç haftadır olan şiddetli öksürük, göğüs ağrısı, hemoptizi ve gece terlemesi şikayetleriyle polikliniğimize başvurdu. On yıldır diyabetes mellitus, koroner arter hastalığı ve hipertansiyon nedeniyle takipliydi ve soygeçmişinde özellik bulunmamaktaydı. 30 paket / yıl sigara kullanmış hasta 10 yıldır sigara içmemekteydi. Alkol kullanımı ve mesleki maruziyet öyküsü bulunmayan hastanın fizik muayenesinde ekspiryumu uzamıştı, ekspiryumda bilateral ronküs duyulmaktaydı. Oda havasında parmak ucu satürasyonu %96, solunum sayısı 16/dk, nabız 86/dk idi. Toraks BT’de sağ akciğer üst lob anterior segmentte 47x22 mm boyutlu içerisinde hava bronkogramları içeren spiküle uzantılı yumuşak doku dansitesinde kitlesel lezyon, sağ akciğer üst lob posterior segmentte büyüğü 8x7 mm boyutlu birkaç adet kalsifik pulmoner nodül ve sağ akciğer üst lob parankiminde fibrotik değişiklikler izlendi. Sağ akciğer üst lob posterior segmentte yer yer plevral kalınlık artışları mevcuttu (Resim 1).

Hemogramında Hgb:11,1 g/dl, HCT: %36 ve MCV 74.5 fL, hipokrom mikrositer anemi mevcuttu. Koagülasyon panelinde patoloji saptanmadı. Serum biyokimyasında eritrosit sedimentasyon hızının 36 mm/saat ve C-reaktif protein düzeyinin 15 mg/L olması dışında özellik yoktu.

Hastaya başvuru öncesinde dış merkezde yapılan bronkoskopik lavajda çok sayıda polimorf nüveli lökosit, gram pozitif diplokoklar, gram pozitif zincir yapmış koklar görülmesi üzerine 5 gün süreyle gemifloksasin tedavisi uygulanmıştı. Lavaj ARB negatif saptanmış ve mikobakteri kültüründe üreme görülmemişti. Servisimize yatışından itibaren ampisilin sulbaktam 4*1 gr ve siprofloksasin 400 mg 1*1 i.v. tedavileri 8 gün boyunca uygulandıktan sonra bronkoskopi işlemi tekrarlandı. Her iki bronş sisteminde yaygın mukozal kronik bronşitik değişiklikler izlendi, bilateral tüm segment ağızları açıktı, endobronşial kitle ya da infiltrasyon saptanmadı. Sağ akciğer üst lob anterior ve posterior subsegmentlerinden fırça biyopsi ve sağ akciğer üst lob anterior segmentten forceps biyopsi yapıldı (Resim 2). Biyopsi kesitlerinde fibrotik stromada yer yer alveolleri destrükte eden ve bronş epiteline perniasyon gösteren histiyositler, lenfositik infiltrat, prolifere fibroblastlar izlenmekteydi, atipik hücre görülmedi. Olgunun sağ akciğer üst lob anterior segmentte bulunan spiküle uzantılı kitlesinden transtorasik ince iğne aspirasyon biyopsisi (TTİİAB) yapıldı, patolojik incelemesinde multinükleer histiositik dev hücreler saptandı ve atipik hücre görülmedi.

 

Sonuç: Klinik ve radyolojik olarak akciğerin granülomatöz hastalıkları maligniteyi taklit edebilirler. Bu olgularda bronkoskopik işlemler ve TTİİAB ile alınan dokuların patolojik incelemesiyle malignitenin dışlanabilmesi ileri invaziv girişim ihtiyacını azaltmaktadır.

 

Anahtar Kelimeler: Akciğer kanseri, Granülomatöz hastalık, bronkoskopik işlemler, TTİİAB