57. Ulusal Nöroloji Kongresi , Antalya, Türkiye, 27 Kasım - 01 Aralık 2021, ss.21-22
Amaç:
Hafif kognitif bozukluk (HKB), Parkinson hastalığı (PH) seyrinde yaygın olarak görülen bir semptomdur. Bu çalışmanın amacı, ortalama 1,5 yıl süreyle takip edilen PH-HKB hastalarının, takip öncesi ve sonrasındaki kognitif durumlarını ve nöropsikolojik ve nöroanatomik değişikliklerini değerlendirmektir.
Gereç ve Yöntem:
Çalışmaya ortalama takip süresi 564 gün olan 24 PH-HKB hastası dahil edildi. Her iki takipte de hastalara nöropsikolojik test bataryası uygulandı ve yapısal manyetik rezonans görüntülemeleri gerçekleştirildi. Hastalar, birinci ve ikinci takiplerindeki ACE-R tarama testi toplam puanına göre (Kesme puanı = 83) normal kognisyona dönenler ve kognitif bozukluğu devam edenler olarak iki gruba ayrıldı. Nöropsikolojik verilerin analizinde tekrarlı ölçümler için varyans analizi yapıldı. Kognisyonun normale dönmesine etki edebilecek değişkenlerin belirlenmesi için Cox regresyon analizi gerçekleştirildi. Nörogörüntüleme verilerinin analizinde ise CAT12 programının boylamsal istatistik yaklaşımda yer alan esnek faktöriyel araştırma tasarımı kullanılarak iki grubun gri madde konsantrasyonları karşılaştırıldı.
Bulgular:
Takip edilen 24 hastanın 19’unun kognitif bozukluğu devam ederken (%79,2), 5’inin normal kognisyona döndüğü (%20,8) tespit edildi. Normal kognisyona dönen hastaların kognitif bozukluğu devam eden hastalara kıyasla sözel akıcılık ve bellek puanlarının arttığı ve perseveratif hata yüzdelerinin düştüğü ortaya çıktı. Cox regresyon analizinde, eğitim süresinin yüksek oluşunun normal kognisyona dönüşü 1,9 kat arttırdığı bulundu (p= 0.029). Boylamsal voksel temelli morfometri analizinde, kognitif bozukluğu devam eden hasta grubunun sol serebellum krus I bölgesinde atrofi geliştirdikleri saptandı. Bu bölgenin, beynin büyük ölçekli nörokognitif ağlarından ventral dikkat ağı ve frontoparietal ağın serebellar karşılıklarına denk geldiği bulundu. Normal kognisyona dönenlerde ise gri madde konsantrasyonu açısından fark olmadığını görüldü.
Sonuç:
Yapılan çalışmalar, PH-HKB hastalarının normal kognisyona dönebildiğini, HKB semptomlarının stabil kalabildiğini veya PH demasına dönüşebileceğini göstermektedir. Bu çalışmadan elde ettiğimiz bulgular, kognitif bozukluğu devam eden ancak demansa dönüşmemiş PH-HKB hastalarının kognitif bozukluğu düzelen hastalara kıyasla hem nöropsikolojik hem de nöroanatomik açıdan farklılaştığını göstermiştir. Ayrıca PH-HKB hastalarının normal kognisyona dönebilmeleri açısından eğitim süresinin önemli bir değişken olarak göz önünde bulundurulması gerektiğini düşünüyoruz.