Sosyal Siyaset Konferansları Dergisi, cilt.86, ss.72-85, 2024 (Hakemli Dergi)
2000’lerden itibaren Türkiye’de sivil toplumda gönüllülüğün teşvikiyle faal dernek sayıları ve bir sivil toplum kuruluşu (STK) çatısı altında gönüllü olmayı ifade eden formel gönüllülük oranları artmış, dolayısıyla STK-gönüllü ilişkileri ve bu ilişkilerin yönetimi önem kazanmıştır. Bu çalışma söz konusu öneme binaen STK-gönüllü ilişkilerindeki sorun alanlarını psikolojik sözleşme kavramı üzerinden incelemekte, Türkiye’de gönüllü beklentileri ile gönüllülük deneyimi arasındaki bağlantıyı araştırmaktadır. Türkiye’de gönüllü çalışmaya engel oluşturan ve/veya onun devamlılığını zora sokan faktör ve süreçleri anlamayı ve betimlemeyi amaçlamaktadır. Gönüllülükle ilgili bilgi verme potansiyeli yüksek 10 grupla (STK yöneticileri, STK profesyonelleri, STK gönüllü koordinatörleri, akademisyenler, kamu bürokrasisi, yerel yönetimler, uluslararası kuruluşlar, gönüllülük inisiyatifleri, formel gönüllü deneyimi olanlar, formel gönüllü deneyimi olmayanlar) gerçekleştirilen 22 odak grup tartışmasına dayanan ve nitel bir desene sahip çalışmanın bulguları, Türkiye’de gönüllünün psikolojik sözleşmesinin ilişkisel boyutunda STK’lara aidiyet geliştirme, işlemsel boyutunda ise STK’ların gönüllü yönetim süreçleri ile ilgili sorunlar bulunduğuna işaret etmektedir. STK’ların organizasyonel yapısı içinde gönüllünün bir paydaş olarak tanınmaması ve sunduğu katkıya yeterli değerin verilmemesi psikolojik sözleşmesinin ilişkisel boyutta ihlaline; gönüllü ile ilk irtibatın kurulmasından itibaren profesyonel bir yaklaşımın geliştirilmemesi ve gönüllünün hak ve sorumluluklarının çerçevesinin belirlenmemiş olması ise işlemsel boyutta ihlaline neden oluyor gözükmektedir.