İnaktif COVID-19 Aşısı Sonrası Yaşlı Bir Hastada Latent Otoimmun Diyabet Olgusu


Creative Commons License

Mutlu Ü., Sarıbeyliler G., Hacişahinoğulları H., Gül N., Kubat Üzüm A., Satman İ.

Geleneksel İç Hastalıkları Günleri İnteraktif Güncelleştirme 2022, Sakarya, Türkiye, 24 - 27 Mart 2022, ss.45-46

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Sakarya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.45-46
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

İNAKTİF COVID-19 AŞISI SONRASI YAŞLI BİR HASTADA LATENT OTOİMMUN DİYABET OLGUSU

Ümmü Mutlu, Göktuğ Sarıbeyliler, Hülya Hacişahinoğulları,

Nurdan Gül, Ayşe Kubat Üzüm, İlhan Satman

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi, İç Hastalıkları Anabilim Dalı, Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Bilim Dalı

Giriş: COVID-19 infeksiyonu sonrası virüsün sitotoksik etkisi veya otoimmunite ile ilişkili β-hücre disfonksiyonuna bağlı diyabetik ketoasidoz ve yeni tanı diyabet vakaları bildirilmiştir. Burada COVID-19 inaktif aşısı sonrası ileri yaşta gelişmiş olan bir latent otoimmun diyabet (LADA) olgusu sunulmuştur.

Olgu: 71-yaş-kadın hasta kilo kaybı, ağız kuruluğu, poliüri ve kan şekeri yüksekliği nedeniyle başvurdu. Bilinen diyabet öyküsü olmayan hasta mevcut şikayetlerle Nisan 2021’de tetkik edilmiş. Açlık kan glukozu 146 mg/dL, HbA1c %6.6 saptanmış ve diyabet tanısıyla Metformin tedavisi başlanmış. Ocak ve Şubat 2021’de Sinovac aşısı uygulanmış ve semptomları Sinovac aşısından 8 hafta sonra gelişmiş. Haziran ve Ağustos 2021’de Pfizer Biontech aşıları uygulanan hastanın 2. doz Biontech aşısından sonra şikayetlerinin artması ve hiperglisemisinin belirgin hale gelmesi nedeniyle tedavisine Glimeprid eklenmiş. Önerilen yaşam tarzı değişikliklerini uygulamasına rağmen şikayetlerinin devam etmesi üzerine polikliniğimize başvurdu.

Özgeçmişinde 30 yıldır hipertansiyon, 24 yıl önce Graves hastalığı nedeniyle radyoaktif iyot tedavisi, serviks kanseri nedeniyle histerektomi ve bilateral salpingoooferektomi, 6 yıl önce kolorektal karsinom nedeniyle hemikolektomi operasyon öyküleri mevcuttu. Soygeçmişinde diyabet öyküsü yoktu, 1. ve 2. derece yakınlarında gastrointestinal maligniteler ve otoimmun tiroid hastalığı mevcuttu.

Tedavide Levotiroksin, İrbesartan+Hidroklorotiyazid, Atorvastatin, Metformin 2 g/gün ve Glimeprid 1 mg/gün kullanmaktaydı.

Fizik muayenede boy:166 cm, kilo:57 kg, VKİ: 20,68 kg/m2 idi. Akantozis nigrikans gibi insülin direnci bulguları yoktu. Batında operasyon skarları mevcuttu.

Laboratuvar incelemesinde C-peptid 1.8 ng/mL, açlık kan glukozu 172 mg/dL, HbA1c %7.4 saptandı. Kilo kaybı ve malignite öyküleri göz önüne alınarak yapılan batın görüntülemesinde malignite düşündürecek bulgu saptanmadı. İnsülin direnci bulgularının ve aile öyküsünün olmaması, kilo kaybının eşlik etmesi, yeni başlayan progresif seyirli diyabetinin olması ve semptomlarının COVID-19 döneminde inaktif aşı ile provoke olması nedeniyle otoimmun diyabet düşünülerek gönderilen Anti-GAD 105.7 IU/mL (N<17 IU/ mL), Adacık antikoru 41.05 U/mL (N<25 U/mL) olarak pozitif saptandı. Sülfonilüre tedavisi kesilerek Detemir insülin 1x10 IU tedaviye eklendi. Kan glukoz takiplerine göre sabah ve akşam öğünlerine Aspart insülin 3 IU eklenerek glisemi regülasyonu sağlandı.

Sonuç: COVID-19 infeksiyonu geçiren vakalarda bildirildiği gibi virüs benzeri protein ve mRNA aşıları sonrasında da hiperglisemi/ diyabet riski bulunmaktadır, ancak inaktif aşı ile ilişkili bir vaka bildirilmemiştir. Aşı ile ilişkili Tip 1 DM tanısı bizim vakamızda da olduğu gibi aşılamadan ortalama 4-8 hafta sonra konulabilmektedir. Hastadaki otoimmunite varlığının aşı sonrası otoimmun diyabet gelişimine zemin hazırlamış olabileceği düşünülebilir. Aşikâr diyabet bulgularının ortaya çıkmasından 9 ay sonra insülin ihtiyacı gelişmesi nedeniyle vakamıza LADA tanısı konulmuştur. Kilo kaybı ile prezante olan, yeni diyabet tanısı konulan ileri yaştaki hastalarda maligniteye ek olarak akla otoimmun diyabet de gelmelidir.

Anahtar Kelimeler: Covid-19, aşı, latent otoimmun diyabet