Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yılı Münasebetiyle Türkiye-Pakistan İlişkileri, İstanbul, Turkey, 28 - 29 November 2023, pp.1-2
The people of the subcontinent, who lived under
the British colony, thought that the Ottoman Empire, the last independent
Muslim state, and the Caliphate it held should be protected and supported in
order to protect their identity. In line with this idea, Abdul Jabbar and Abdus
Sattar Kheiri brothers, who were Indian nationalists during the First World
War, left Beirut with the declaration of jihad and set out for the Hejaz to
work in favor of the Ottomans. They came to Istanbul and joined the Teşkilat-ı
Mahsusa. Additionally, Abdul Jabbar Hayri was appointed to Istanbul University,
Faculty of Letters (Daru’l-Funun) as an Urdu language teacher, and thus, the
adventure of Urdu Language education in Türkiye began in 1915. Kheiri brothers,
one of the founders of the Urdu department, not only provided services for this
language department in Istanbul, but also published the Ukhuwwat newspaper for
press and propaganda purposes in order to accurately inform the people of the
subcontinent about the events taking place there.
İngiliz sömürgesi altında yaşamlarını sürdüren
alt kıta halkı, benliklerini koruyabilmek için bağımsız son Müslüman devleti
olan Osmanlı’nın ve elinde bulundurduğu Hilafet makamının korunup desteklenmesi
gerektiğini düşünmekteydi. Bu fikir doğrultusunda Birinci Dünya Savaşı
döneminde Hint milliyetçilerinden olan Abdülcabbar ve Abdüssettar Hayri
kardeşler, Beyrut’ta bulundukları sırada cihat ilanı çıkmasıyla Osmanlı lehine
çalışmalarda bulunmak üzere oradan ayrılarak Hicaz’a doğru yola çıkmışlar ve
İstanbul’a gelerek Teşkilat-ı Mahsusa’ya katılmışlardır. Ayrıca Abdülcabbar
Hayri, Urdu dili öğretmeni olarak İstanbul Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi'ne
(Darülfünûn) atanmış ve böylece 1915 yılında Urdu Dili eğitiminin Türkiye'deki
serüveni başlamış oldu. Urdu dili bölümü kurucularından olan Hayri kardeşler,
sadece İstanbul’da bu dil bölümü için hizmetlerde bulunmamış aynı zamanda alt
kıta halkını buradaki yaşanan olaylardan doğru bir şekilde bilgilendirebilmek
için basın-yayın
ve propaganda amacıyla Uhuvvet gazetesini yayınlamışlardır.