., Ankara, Türkiye, 28 - 30 Haziran 2019, ss.1-2, (Özet Bildiri)
Anovulatuvar infertilitenin en yaygın nedenlerinden biri olan polikistik over sendromu (PKOS), kompleks bir endokrinopatidir. Yapılan çalışmalarda, pekçok hücresel süreçte rol oynayan bir serin/tironin kinaz olan mammalian target of rapamycin (mTOR) ile PKOS arasında bir ilişki olabileceği ortaya konulmuştur. Kodlama yapmayan küçük RNA molekülleri olan mikroRNA (miRNA)’lar da, benzer hücresel süreçlerin post transkripsiyonel düzenlenmesinden sorumludurlar ve ovaryumdaki hücresel fonksiyonlarda rol oynayan en önemli miRNA’lardan biri miR-21’dir. Biz de buradan yola çıkarak, farelerdeki deneysel PKOS modelinde, hücresel fonksiyonlara ortak yolaklar üzerinden etki eden mTOR ve miR-21 arasındaki ilişkiyi incelemeyi hedefledik. Bunun için 42 adet 25 günlük dişi Balb/c fareyi 6 deney grubuna ayırdık: Kontrol, PKOS Sham, PKOS, mTOR inhibisyon, PKOS+mTOR inhibisyon, mTOR inhibisyon Sham. Deney sonunda ELISA yöntemi ile hayvanların serum östrojen (E2) ve progesteron (P4) seviyeleri ölçüldü. Hayvanların ovaryumlarından biri, rutin doku takibinden geçirildi ve elde edilen kesitler Hematoksilen-Eosin ve Masson trikrom ile boyanarak histomorfolojik olarak incelendi. İmmunohistokimyasal incelemeler için mTOR, P-mTOR (Ser2448 ve Ser-2481), Proliferating Cell Nuclear Protein (PCNA) ve Caspase-3 (Cas-3) primer antikorları uygulandı. RT-PCR analizi için, hayvanların diğer ovaryumlarından total RNA izolasyonu yapıldı ve gen amplifikasyonu için mir-21 primeri kullanıldı. Çalışmadan elde edilen veriler One-Way ANOVA testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. PKOS grubundaki hayvanların vücut ağırlıkları, E2 ve P4 seviyeleri, PCNA, Cas-3, mTOR, P-mTOR (Ser-2448 ve Ser-2481) immünreaktiviteleri kontrole göre artmıştı. PKOS+İNH grubunda, vücut ağırlıkları artış göstermezken, İNH grubunda azalmıştı. mTOR inhibisyonu, granüloza hücre proliferasyonu ve apoptozunu da azaltmıştı. Ancak hormon seviyelerinde, kontrole yakın bir iyileşme gözlenmedi. Ayrıca mTOR inhibisyonu, morfolojik olarak PKOS’ta gördüğümüz dejeneratif bulguları iyileştirmediği gibi, sağlıklı bir ovaryumda da ciddi dejenerasyonlara ve anovulasyona neden oldu. PKOS grubundaki yüksek miR-21 seviyesine, inhibisyon gruplarındaki yüksek miR-21 seviyelerinin eşlik etmesi de, mTOR inhibisyonunu, PKOS tedavisinde kullanılabilecek bir alternatif olmaktan uzaklaştırıyordu.Elde ettiğimiz verilerin, ileri çalışmalar ile birlikte, PKOS (ön) tanı ve tedavisinde geliştirilecek yöntemler için ışık tutacağını öngörüyoruz.