Mandibular birinci molarların vertikal kemik defektlerinin cerrahi olmayan ve cerrahi periodontal tedavisi


Yurdakul B., Meyvacı S., Başer Ü.

Türk Periodontoloji Derneği 53. Uluslararası Blimsel Kongresi 31. Bilimsel Sempozyumu, Antalya, Türkiye, 7 - 10 Kasım 2024, ss.231

  • Yayın Türü: Bildiri / Özet Bildiri
  • Basıldığı Şehir: Antalya
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.231
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

35 yaşındaki erkek hasta, mandibular birinci molar dişlerindeki vertikal kemik defektleri ile kliniğimize başvurdu. Hastaya önce cerrahi olmayan periodontal tedavi uygulandı, ağız hijyen eğitimi verildi. Sigarayı bırakması üzerine tavsiye verildi, hasta tavsiye sonrası sigara kullanımını bıraktı. Defektlerin iyileşmesi için cerrahi müdahale gerekliliğine karar verildi. Sağ mandibular birinci molar dişte defekt derinliği ve kök ilişkisi nedeniyle cerrahi öncesi kök kanal tedavisi yapılmasına karar verildi. Sol mandibular birinci molar dişe, cerrahi öncesinde stabilizasyon sağlamak amacıyla intraoklüzal fiber splint uygulandı. Papil koruyuculu flap açılarak, defekt bölgesi temizlendi. Kemik grefti olarak allogreft ve yönlendirilmiş doku rejenerasyonu için rezorbe olabilen kolajen membranlar ile stabilizasyon için pinler kullanılarak işlem gerçekleştirildi. Flap, 6/0 rezorbe olmayan monofilament dikişlerle kapatıldı. Cerrahi sonrası hastaya antibiyotik, ağrı kesici reçete edilip, post-operatif öneriler verildi. Hasta, iyileşme ve kemik rejenerasyon sürecinde ağız hijyenini takip etmek üzere düzenli kontrol randevularına çağrıldı. Düzenli kontrollere gelen hastadan ilgili bölgelerden cerrahi işlemden sonra altı ay aralıklarla üç kez periapikal röntgen çekildi, periodontal cep ölçümleri yapıldı. Sağ mandibular birinci molarda defektin kapandığı, periodontal cebin sığlaştığı görüldü. Sol mandibular molardaysa defektin tam kapanamadığı, periodontal cebin mevcut olduğu tespit edildi. Ayrıca hastanın sigara kullanımına tekrar başladığı öğrenildi. Çalışmamız, 35 yaşındaki erkek hastadl mandibular birinci molar dişlerde vertikal kemik defektlerinin cerrahi tedavisinin etkinliğini değerlendirmiştir. Cerrahi tedavi ve yönlendirilmiş doku rejenerasyonu teknikleri, vertikal kemik defektlerinin iyileştirilmesinde etkili olabilirken, sigara kullanımının tekrar başlaması tedavi sonuçlarını olumsuz etkileebilir. Tedavi sürecinde sigaranın bırakılması ve hastanın düzenli olarak izlenmesi, tedavi başarısını artırmak için kritiktir.

A 35-year-old male patient presented to our clinic with vertical bone defects around the mandibular first molars. Initial treatment included non-surgical periodontal therapy, oral hygiene education, and smoking cessation counseling, which led to the patient quitting smoking. Due to the depth of the defects and root relationship in the right mandibular first molar, root canal treatment was performed before the surgical intervention. For the left mandibular first molar, an intra-occlusal fiber splint was applied for stabilization prior to surgery. A papilla-preserving flap was used to clean the defect area. The defect was treated with allograft bone, resorbable collagen membranes for guided tissue regeneration, and stabilization pins. The flap was closed with 6/0 non-resorbable monofilament sutures. Post-surgery, the patient was prescribed antibiotics and painkillers and given postoperative care instructions. Regular follow-up appointments were scheduled to monitor oral hygiene and healing. After six months, periapical X-rays and periodontal probing revealed that the defect in the right mandibular first molar had closed and the periodontal pocket had become shallower. In contrast, the defect in the left mandibular molar had not fully closed, and the periodontal pocket remained. Additionally, the patient had resumed smoking. This case study evaluates the effectiveness of surgical treatment and guided tissue regeneration for vertical bone defects in mandibular first molars. While these techniques can be effective, resumption of smoking can negatively impact treatment outcomes. Smoking cessation and regular monitoring are crucial for improving treatment success.