Türkiye’de Yerel Yönetimlerin Sosyal Politikaları: Kaynaklar Yeterli mi?


Creative Commons License

Kocakaya M. E., Taşcı F. (Editör)

TÜRKİYE’DE SOSYAL POLİTİKA AKTÖRLERİ: Zemin ve Uygulama, Faruk Taşçı, Editör, Nobel Yayın Dağıtım, İstanbul, ss.33-74, 2017

  • Yayın Türü: Kitapta Bölüm / Araştırma Kitabı
  • Basım Tarihi: 2017
  • Yayınevi: Nobel Yayın Dağıtım
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Sayfa Sayıları: ss.33-74
  • Editörler: Faruk Taşçı, Editör
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Küreselleşme süreci ile birlikte neo-liberal ekonomi politiğin üretim, ketim ve yönetim biçimlerini derinden etkilediği görülmektedir. Özellikle sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecini belirleyen dinamikler, kamu yönetimi sistemlerini de gelenekten yeni paradigmaların arayışına doğru yönlendirmiştir. Yeni kamu yönetimi yaklaşımında, (bürokratik yapı ve işleyişteki reformlarla birlikte) özel sektörün piyasa kuralları ve koşullarında sahip olduğu araç, teknik ve yöntemleri kamunun uygulama çabası görülmektedir. Bu süreçte kamu hizmetlerinin özel sektör işletmeciliği mantığı ile yeniden yapılandırılması gündeme gelmiş, kamusal hizmetlerin yönetişim anlayışı ile üretim ve dağıtımı noktasında yerel yönetimlere, iktisadi teşebbüslere, özel sektöre ve sivil kesime kaydırılması söz konusu olmuştur.

Türkiyede ise 2000’li llar itibariyle kamu yönetiminde yeniden yapılanma süreci etkisini göstermiş, mahalli idarelerin hukuki, mali ve yönetsel güç, yetki ve sorumlulukları artırılmıştır. Kamu hizmetlerinin sunumun- da ve sosyal politikaların uygulanmasında yerelin tercihi; demokrasinin güçlenmesini, hizmetlerin etkin ve verimli sonuçlarla sunulmasını, ihtiyaç ve taleplerin yerinden tespitini ve küreselleşmenin beraberinde getirdiği olumsuz etkilere daha hızlı müdahale edilebilmesini sağlamaktadır. Diğer yandan nüfusun % 77,8’i büyükşehir olmak üzere %94’ünün belediyeler- de yaşadığı dikkate alındığında kamusal hizmetlerin ve sosyal politikaların yerel yönetim birimlerince sunumu daha etkin ve verimli olacaktır. yerel yönetimler, mali kaynak noktasında henüz gelişmiş AB ülkeleri kadar olmasa da bütçe fazlası verebilecek noktalara ulşlardır. Artan sorumluluğun beraberinde getirdiği mali kaynak artışı da yerel kamu hizmetlerinin ve sosyal politika uygulamalarının daha da yaygınlacağının sinyalini vermesi bakımından önemlidir.

Bu noktada, Türkiyede z bir şekilde ilerleyen reform veyeniden yapılanma sürecinde z kesmeksizin toplumsal değerler ile bütünleşen, toplum- sal tabana ve talebe duyarlı, yerel demokrasiyi güçlendirecek, hizmetlerin etkinliği ve verimliliğini sağlayacak bir dizi politik ve pratik gelişmeye zemin oluşturacak ulusal bir yerel yönetişim stratejisinin hazırlanması gerekmektedir. Zira bu gidişata çizilen istikametin insan merkezli bir yaklaşımın üzerine inşa olması kamu hizmetlerinin sunumu ve sosyal politikaların uygulanması sürecindeki korku ve tedirginlikleri aşmaya vesile olacaktır.