Objective: In this study, we compared the results of patients who underwent laparoscopic and open ventral and incisional hernia repair in our clinic during last four years. Materials and Methods: The data of 76 patients who underwent surgery for ventral and incisional hernia between January 2012 and January 2016 in our clinic were analyzed retrospectively. The patients who underwent surgery for other types of abdominal wall hernias (such as inguinal, femoral, Sp iegelian etc.) and patients who underwent primary repair without use of mesh were excluded. Forty-three patients (n: 43, 56,5%) whose operation was completed laparoscopically were defined as group1 and 33 patients (n:33, %43,5) who were operated using mesh with onlay technique were defined as group2. The cases were evaluated in terms of demographic data, body mass index (BMI), repair p rocedures, operation time, duration of hospital stay and postoperative complications. Results: In 44 patients, operation was initiated laparoscopically and in 43 were completed laparoscopically, whereas 33 patients were operated by open surgical technique. There was no significant difference in demographic data between these two groups. In the laparoscopic group, the operation time was significantly higher than the open group. However, the duration of hospital stay was significantly shorter. When the general complication rates during and after the surgery were compared, it was found that group 2 had significantly more complications. When the factors affecting recurrencewere compared, it was found that there was no difference between laparoscopic and open techniques, but the history of a previous hernia operation was an important risk factor for recurrence. Conclusion: In our opinion laparoscopy can be safely performed with high patient satisfaction except in cases with very large ventral hern ias (≥15 cm).
Amaç: Bu çalış mada, kliniğ imizde son dört sene içerisinde karın ön duvarı fıtığı nedeniyle laparoskopik ve açıkyöntemlerle ameliyat edilen hastaların sonuçları karşılaştırıldı.Gereç ve Yöntem: Ocak 2012 ve Ocak 2016 tarih leri arasında kliniğ imizde karın ön duvarı fıtığı nedeniyle ameliyatedilen ve verileri kayıt edilen 76 olgunun verileri retrospektif olarak incelendi. Karın ön duvarı fıtıkları (kesi yeri fıtığ ıve ventral herniler) dışında inguinal, femoral veya Spiegel gib i diğer karın duvarı fıtıkları nedeniyle ameliyat edilenhastalar çalış maya alın madı. Yama kullanılmadan primer tamir uygulanarak ameliyat edilen tüm karın duvarı fıtıkları daçalış maya alın madı. Çalış maya dahil ed ilen 76 hasta, ameliyatı laparoskopik olarak bitirilen 43 hasta, grup 1 (n:43,%56,5 ), onlay teknik ile yama yerleştirilen hastalar ise grup 2 (n:33, %43,5) olarak tanımlandı. Olgular, demografikveriler, vücut kitle indeksi (VKİ), onarım yöntemleri, ameliyat süreleri, hastanede kalış süreleri ve ameliyat sonrasıko mplikasyonlar açısından değerlendirildi.Bulgular: A meliyata laparoskopik olarak başlanılan 44 hastadan 43’ünün ameliyatı laparoskopik olarak, 33 hastanınameliyatı ise açık cerrahi tekn ik ile bitirildi. İki g rubun demografik verileri arasında anlamlı b ir fark saptanmadı.Laparoskopik grupta ameliyat süresi açık gruba oranla anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Buna karşılık hastanedekalış süresi anlamlı olarak daha düşük bulundu. Ameliyat esnasında ve sonrasında gelişen genel ko mplikasyon oranlarıkarşılaştırıldığ ında Grup 2’de anlamlı şekilde daha fazla ko mplikasyon geliştiği saptandı. Nüksü etkileyen faktörlerkarşılaştırıldığ ında ise laparoskopik ve açık teknik arasında fark olmad ığı, ancak geçirilmiş fıtık cerrahisinin nüks içinönemli b ir risk faktörü olduğu saptandı.Sonuç: Çok büyük ventral hern iler (≥15cm) d ışında laparoskopinin güvenli b ir şekilde, yüksek hasta memnuniyeti ilebirlikte güvenli b ir şekilde uygulanabileceği kanaatindeyiz.