in: Osmanlı’da Ulûm-i Arabiyye, Ahmet Meydan,Ali Bulut,Akın İşleme, Editor, İsar Yayınları, İstanbul, pp.209-225, 2021
Arapça dilbilgisinin iki temel dalı vardır: Tek tek kelimeleri
inceleyen “Sarf İlmi” ve cümleleri inceleyen “Nahiv İlmi”. Özellikle Doğu İslâm
dünyasında asırlar boyunca sarf öğretiminde ilk olarak müellifleri bilinmeyen Emsile
ile Binâ kitabı; nahiv öğretiminde de ilk olarak Abdülkāhir
el-Cürcânî’nin (ö. 471/1078?) el-Avâmilü’l-mie adlı eseri okutulmuştur.
XVI. yüzyıl Osmanlı âlimlerinden Birgivî (ö. 981/1573), bu eserlere
alternatif olacak eserler yazmıştır.
Birgivî’nin, Cürcânî’nin Avâmil’inde yer alan 100 âmili
yeniden düzenleyip bazı ilâve ve çıkartmalar yaparak, ayrıca ma‘mul ve i‘râb
bahislerini de ekleyerek oluşturduğu Avâmil’i, ilim çevrelerinde büyük
bir kabul görmüş ve âdetâ Cürcânî’nin Avâmil’ini unutturmuş; ondan sonra
Cürcânî’ninkine “Avâmil-i Atîk” (Eski Avâmil), Birgivî’ninkine “Avâmil-i
Cedîd” (Yeni Avâmil) denmiştir.
Birgivî’nin, meşhur Emsile’deki sîğaları yeniden düzenleyip
bazı ilâve ve çıkartmalar yapıp Binâ’daki bâbların sayısını kırk bire
çıkararak ve oğlu Fazlullah’a ithaf ederek el-Emsiletü’l-Fazliyye adını
verdiği çalışması ise, Anadolu ve Rumeli’de yer yer okutulmakla birlikte, Avâmil’i
kadar kabul görmemiştir.
Bu çalışmada önce el-Emsiletü’l-Fazliyye ile meşhur Emsile
ve Bina karşılaştırılarak Birgivî’nin yaptığı değişikliklerin
gerekçeleri ele alınacak; sonra bu eserinin pek kabul görmemesinin muhtemel
sebepleri araştırılacaktır.