Didem Madak'ı Okumak, Solmaz Zelyut, Editör, Metis Yayınları, İstanbul, ss.217-250, 2015
Toplumsal
var oluş düzleminin iki temel eksenini oluşturan zaman ve mekân momentlerinin toplumsal
kuramda ele alınışı, 20. yüzyıl ortalarına kadar eşitsiz bir seyir işlemiştir.
Zaman, tarihin eski dönemlerinden bu yana birey ve toplum yaşamının asıl
açıklayıcısı olarak mekânı da bastıran bir etkinlik düzeyinde ele alınırken,
mekân, ancak 1960’lar sonrası toplumsal kuramda açıklayıcı bir değişken olarak
yer almaya başlamıştır. Bir başka anlatımla, 1960’lara kadar toplumsal olanın
açıklanmasında tarih, coğrafyayı öncelemiş; gündelik hayatın döndüğü mikro mekânlardan
toplumsal olanın somut izlerini taşıyan makro mekânlara kadar “mekân boyunca gerçekleşen içsel farklılaşma
süreçleri”, John Urry’nin deyişiyle bir akademik
boşlayışa kurban gitmiştir. 1960’lardan itibarense, Lefebvre’in gündelik
hayatı mekân üzerinden ele aldığı çalışmaların öncülüğüyle toplumsal kuramda mekân,
zaman ile iç içe bir belirleyici moment olarak ele alınmaya başlanmıştır.
Genel
olarak edebiyatta, özelde ise şiirde bu durum farklı işler. Evler, oteller, iş
alanları; saraylar, kaleler, savaş meydanları; köyler, kasabalar, semtler,
şehirler; yazarın ya da şairin dilinde somut yaşanmışlık atmosferinin birincil
yahut dolaylı belirleyicisi olarak çokça resmedilmiştir. Türkçe şiirde
Tanzimat’tan başlayarak Cumhuriyet dönemi şiirine de yansıyan mekân anlatımı,
özellikle köyler ve şehirler üzerinde yoğunlaşır. Bu anlatım, daha çok zaman
içinde gözlenen yaşam tarzı değişiminin ve farklı dönemlerde öne çıkan farklı
toplum ideallerinin vücut bulduğu zemini resmeder. Bu resim, kültürel kodlarla
örülmüştür ve ya –köy, şehir, memleket gibi- bir kültürel yaşam biçimini
anlatmaya yarayan makro mekânlara yönelir ya da belirli bir şehir ya da semt
anlatımıyla somut bir mekân manzarasının sınırlarına sıkışır.
Didem
Madak şiirinde zamanın ve mekânın kullanımı, her ikisinin gündelik hayatı
biçimlendiren ve iç içe dönüştüren etkisini, şiiri bir mekân manzarasına
sıkıştırmayan ve değişimi salt kronolojik anlatımla sınırlamayan bir hareketlilik
içinde verilir. Pulbiber Mahallesini Tanıyalım, Pulbiber Mahallesi Tarihi ve
Kendim Ettim Kendim Buldum başta olmak üzere Annemle İlgili Şeyler, Kurabiye,
Ah’lar Ağacı, Çalıkuşu’nun Z Raporu, Kalbimin En Doğusunda gibi şiirleri ve
metinlerinde Madak, hem bir dönem anlatısıyla örülü nostaljik bir zaman dili
hem de bu zamanın yaşantısına atmosfer olarak sunulan mekan odaklı gündelik
hayat motifleri kullanır. Madak şiirinde mekan, bireyin gündelik hayatını bire
bir etkileyen somut ve mikro ölçekli bir temel nostalji nesnesidir. Mahalle,
avlu, gecekondu, bahçe, semt pazarı, oda, sokak gibi pek çok mekân unsuru,
Madak’ın dilinde bir zaman anlatısının bazen silik bazen renkli manzaraları
olarak şiire hayat verir. Bu yönüyle zaman ve mekân, Madak şiirinde farklı ve
birbirinden bağımsız kategoriler içinde değil biri diğerini biçimlendiren ya da
yansıtan somut nesneler üzerinden nostaljik bir iç içelikle verilir. Bu iç
içeliğe asıl kimliğini verense Madak’ın kendi halinde ve çoğu zaman yalnız
“kadını” şiirin nirengi noktasına yerleştiren anlatımıdır. Madak, edebiyatta ve
toplumsal kültürde kadınla özdeşleştirilen ev, avlu, bahçe, mahalle, pazar gibi
dar mekân çemberlerini şiirin asli atmosferi haline getirerek mikro mekândan
makro anlatıma ulaşmayı başaran bir pencere açabilmiştir.
Bu
çalışma, toplumsal kuramda ve edebiyatta/şiirde zaman ve mekân kullanımına
ilişkin genel bir sunumun ardından Didem Madak şiirinde zaman-mekân iç
içeliğini ele almayı amaçlar. Toplumsal kültürde kadınla özdeşleştirilen mikro mekânların
şiir dilinde kullanımı ve bu yolla şiirin mekâna sıkıştırılmamış mekânsallığı,
çalışmanın ışık tutmayı amaçladığı bir diğer boyutudur.
Anahtar Sözcükler: Mekân, Zaman, Mahalle, Şiir,
Kültür, Kadın.