Farklı kontrollü over hiperstimülasyonu protokollerinin elde edilen embriyo sayısı ve kalitesine etkisi


Altun A., Akgül C.

11.İstanbul Kadın Doğum Günleri, İstanbul, Türkiye, 9 - 10 Mart 2024, ss.30

  • Yayın Türü: Bildiri / Tam Metin Bildiri
  • Basıldığı Şehir: İstanbul
  • Basıldığı Ülke: Türkiye
  • Sayfa Sayıları: ss.30
  • İstanbul Üniversitesi Adresli: Evet

Özet

Amaç:IVF-ICSI sikluslarında son dekadda en yaygın kullanılan protokol antagonist protokoldür.Taze embriyo transferi düşünülmeyen sikluslarda,kontrollü over hiperstimülasyonunun oosit dondurma amacıyla yapıldığı olgularda,PGD uygulanacak sikluslarda ovülasyonu inhibe etmek amacıyla GnRH antagonistlerine alternatif olarak progestinleri kullanmak son yıllarda popülerliği artan bir tedavi şeklidir.Progestinlerin ucuz olmaları ve enjeksiyona gerek olmadan progesteron kullanılan over stimülasyonu(Progestin-primed ovarian stimulation(PPOS)) protokollerine popülerlik getirmiştir.Araştırmamızın amacı;IVF-ICSI sırasında PPOS ve antagonist protokolü ile indüklenmiş kadınlardan toplanan oositleri mikroenjeksiyon sonrası fertilizasyon,embriyo gelişimi açısından incelemek ve iki farklı stimülasyon protokolünün sonuçlarını karşılaştırmaktır.Yöntem:Bu çalışma için Eylül 2023–Ocak 2024 tarihleri arasında İstanbul Tıp Fakültesi,Reprodüktif Endokrinoloji ve İnfertilite Bilim Dalı’nda tedavi gören,endikasyonuna bakılmaksızın seçilen PPOS(n:26) uygulanmış ve antagonist protokol(n:26) uygulanmış toplam 52 kadın çalışmaya dahil edilmiştir.PPOS protokolünde siklusun 3.gününde günlük 10 mg medroksiprogesteron asetat veya 20 mg didrogesteron, gonadotropinler ile birlikte başlanıp ovulasyon tetikleme gününe kadar devam edilmiştir.Antagonist protokolde ise siklusun 3.gününde gonadotropinler başlanıp ve önde giden folikül ortalama çapı 14 mm’ye ulaştığında günlük 0,25 mg GnRH antagonisti başlanarak ovulasyon tetikleme gününe kadar devam edilmiştir.Her iki yöntem sonucu elde edilen toplam oosit, metafaz-II(M-II) oosit sayıları,fertilizasyon oranı ve 3.gün embriyo kaliteleri gruplar arasında karşılaştırılmıştır.Bulgular:Çalışmamızdaki 2 grup arasında kadın yaşları (p=0,526),b (p=0,616),toplam oosit sayısı (p=0,054),oosit maturasyonu (p=0,462),fertilizasyon oranı (p=0,065),3. gün iyi kalite embriyo elde etme oranı (p=0,652)arasında fark olmadığı görüldü(Tablo-1).Sonuç:PPOS ve antagonist protokolleri ile elde edilen oosit sayısı,matur oosit sayısı ve gelişen embriyolar açısından fark olmaması rutin pratikte PPOS protokolünü kullanılmasının önünü daha da açabilir.Oosit dondurma sikluslarında ve taze transferin planlanmadığı durumlarda PPOS protokolünün antagonist protokole tercih edilmesi daha ekonomik ve daha hasta dostu bir tedavi olarak karşımıza çıkmaktadır.