15. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Günleri Sempozyumu ve 8. İstanbul Üniversitesi Onkoloji Enstitüsü Çalıştayı, İstanbul, Türkiye, 1 - 02 Aralık 2017, ss.1
Akciğer kanseri, dünya çapında erkekler arasında en sık
görülen kanser ve kanser ölümünün önde gelen nedenidir. Kadınlarda akciğer
kanseri dördüncü en sık görülen kanser ve ikinci kanserden ölüm nedenidir. Yeni
diagnostik ve genetik teknolojilerin kullanılabilirliğine, cerrahi
tekniklerdeki gelişmelere ve yeni biyolojik tedavilerin geliştirilmesine
rağmen, akciğer kanseri için 5 yıllık genel sağkalım oranı evreye bağlı olarak
yaklaşık % 15 oranındadır. Proteinlerin tirozin kinaz ailesi iki ana gruptan,
reseptör tirozin kinazlardan (RTK'ler) ve reseptör olmayan tirozin kinazlardan
(NRTK'ler) oluşmaktadır. RTK'lerin tümörijenezde rol oynadığı bilinmektedir ve
kanser tedavisinde hedef olarak kullanılmaktadır. RTK'ların TAM grubu, hücre
dışı sinyalleri hücrenin içine ileten RTK alt ailesinin yakın zamanda
tanımlanmış bir sınıfıdır. TAM reseptör kinaz ailesi, TYRO-3, AXL ve MER'yi
içerir. AXL, farklı mekanizmalarla aktive edilebilir: ligand-bağımlı
dimerizasyon (esas olarak Gas6), ligand-bağımsız dimerizasyon, komşu hücreler
üzerindeki iki monomer arasındaki etkileşim ve TAM olmayan bir reseptör ile
heteromerik dimerizasyon. AXL ve majör ligandı olan GAS6'nın birçok kanserde
aşırı eksprese edildiği ve kötü prognoz, artmış invazyon / metastaz, EMT fenotipinin
ve ilaç direncinin desteklenmesi ile ilişkilendirildiği gösterilmiştir. Bu
bulgular akciğer kanserinde AXL'nin umut verici bir tedavi hedefi olduğunu
göstermektedir. Çalışmamızda kan örneklerinde AXL molekülünün diagnostik
ve/veya prognostik önemi araştırılmıştır. Hasta serumlarında elde edilecek
değerler sağlıklı kontrollerin değerleriyle karşılaştırılarak istatistiksel
sonuçlar araştırılan parametrenin özellikle klinikte marker molekül olarak
kullanılıp kullanılamayacağı konusunda yol gösterecektir. İstanbul Üniversitesi
Onkoloji Enstitüsü’ne akciğer kanseri tanısı ile başvuran hastalardan, tedavi
öncesi alınmış ve uygun koşullarda saklanmış kan örnekleri çalışmaya dahil
edilmiştir. Tüm hastalar ve kontrollerden onam alınmıştır. 60 hasta ve hastalar
ile uygun cinsiyet ve yaş aralığına sahip 20 sağlıklı kontrole ait serum
örneklerinde AXL serum düzeyleri ELISA, mRNA düzeyleri PCR yöntemiyle
değerlendirilmiştir. AXL protein (p=0.007) düzeylerinin hasta grubunda, gen
ekspresyonu (p=0.000) düzeylerinin ise kontrol grubunda diğer gruba göre yüksek
olduğu görülmüştür.