Uluslararası Katılımlı Romatoloji Sempozyumu, Türkiye, 13 - 15 Kasım 2020, ss.76
ANKILOZAN SPONDILITLI HASTALARDA FIBROMIYALJI: SIKLIĞI VE
KARAKTERISTIK ÖZELLIKLERI
Elif Tarihçi, Merve Dikici Yağlı, Ekin İlke Şen, Ayşegül Ketenci, Dilşad Sindel, Sina Arman, Ayşe Karan
İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon, İstanbul
AMAÇ: Romatolojik hastalıklara eşlik eden fibromyalji varlığı yapılan sınırlı sayıda çalışmada araştırılmıştır. Çalışmamızda ankilozan
spondilitli hastalarda fibromyalji sıklığının belirlenmesi ve bu grup hastaların özelliklerinin ortaya konulması amaçlanmıştır.
GEREÇ-YÖNTEM: İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı Romatoloji Ünitesine Ocak
2016- Ocak 2020 tarihleri arasında ardı sıra başvuran, modifiye New York kriterlerine göre ankilozan spondilit tanısı konulan toplam
250 hasta çalışmaya dahil edildi. Retrospektif olarak dosya verileri taranarak hastaların yaş, cinsiyet, ankilozan spondilit tanı süresi
ve ilaç kullanımları kaydedildi. Amerikan Romatoloji Cemiyeti (ACR) 2010 fibromiyalji tanı kriterlerine göre fibromyalji tanısı konulan
hastalar belirlendi. Fibromiyaljisi olan ve olmayan ankilozan spondilitli hastaların özellikleri ve kullandığı medikal tedaviler değerlendirildi. Nicel bağımsız verilerin analizinde Mann-Whitney U test, nitel bağımsız verilerin analizinde ki-kare test uygulandı. Analizlerde
SPSS 22.0 programı kullanıldı.
BULGULAR: Hastaların ortalama yaşı 42,9 ± 9,9 yıl, %64,8’i (n=162) erkek idi. Ortalama ankilozan spondilit tanı süresi 9,9± 7,1 yıl
olarak saptandı. Hastaların %45,2’si biyolojik ajan tedavisi almakta idi. Hastaların %10,8’inde (n=27) eşlik eden fibromyalji mevcuttu.
Fibromiyaljisi olan hastaların %81,5’i kadın iken, fibromiyaljisi olmayanlarda bu oran %29,6 idi. Fibromiyaljisi olan hastalarda yaş
ortalaması (p=0,020) ve kadın cinsiyet oranı (p<0,001), fibromiyaljisi olmayanlara göre anlamlı olarak daha yüksekti. Biyolojik ajan
kullanım oranı ise fibromiyaljisi olmayan hastalarda anlamlı olarak daha fazla saptandı (p=0,033). Fibromyaljisi olan hastalarda olmayanlara göre hastalık süresi ve periferik tutulum oranlarında anlamlı farklılık mevcut değildi (p>0,05).
SONUÇ: Ankilozan spondilitli kadın hastalarda fibromiyaljinin eşlik edebileceği klinik bulguların değerlendirilmesi ve tedavi yaklaşımlarının düzenlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır. Ankilozan spondilitli hastalarda fibromiyaljinin klinik özelliklerin yanı sıra
hastalık aktivitesi ve yaşam kalitesi üzerindeki etkileri yapılacak geniş kapsamlı çalışmalarda değerlendirilmelidir.
ANAHTAR KELIMELER: ağrı, ankilozan spondilit, biyolojik ajan, fibromiyalji, kadın